5- Görev

1.7K 166 195
                                    

Bera hızla eve girip kapıyı kapattı. Akça kırmızı bir burun ve dolu gözlerle bir kaç adım geri gitti.

Dokunmak istedi. Dudağının kenarındaki patlağa, narin teninin üstünde bıraktığı kırmızı açığa. Dokunamadı. Bakarken bile canı yandı.

"N-noldu Akça? Gözünü seveyim söyle kim yaptı bunu?" Dedi kadına yaklaşarak.

Akça aynı ifadesizliği ile baktı adama.
"Dövdüğüm adam tarafından dövüldüm."

"Akça bana olanı anlat!"
Birden bağırmıştı Bera.
"Hırsız mı girdi, o mu darp etti seni? Dün gece eve gelirken yolda birisi mi bir şey yaptı?"

Adamın aksine kadın buz gibi sakinliğiyle merdivenlere oturdu. Bakışlarını parkeye dikti.

"Geçen dövdüğüm adamı hatırlıyor musun? O gün babamı sordu bana. Babam hapisten kaçmış Bera."

Bera sessizce kadını dinlemeye devam etti.

"En son ben onunla görüştüğüm için, yerini biliyorum sanıyor. İnadına söylemiyorum sanıyor. Ama gerçekten bilmiyorum." Dedi kafasını iki yana sallayıp.

"Kim bu?"

Akça omuz silkti.
"Bilmiyorum."

Bera bakışlarını tavana çevirdi ve derin bir nefes aldı. Kadının yanına oturup, eliyle nazikçe kadını kendine çevirdi. Akça yorgun gözlerini adama dikerken, Bera yaraya baktı.

"İzi kalmaz." Dedi kadının gözlerine bakarken.

Daha sonra kadının dudağının kenarına baktı. Elini değdirse acıyacak gibiydi.

"Bu kadar sakin görünürken, aslında sinirden kudurduğunu nasıl anlayabiliyorum?" Dedi Akça.

Bera elini kadının yanağına koydu.

"Çünkü o orospu çocuğunu çıktığı yere geri sokacağım ve bunu sen de biliyorsun."

Akça kafasını iki yana salladı. "Sakın, kendini riske atacak bir şey yapma."

Bera kadının gözlerine bakarken derin bir nefes aldı. Ne oluyordu da kapılıyordu kadına? Nasıl oluyordu da sürekli dip dibe kalıyorlardı?

Şu an kadına baktıkça neden canı yanıyordu?

Akça'ya cevap vermeden ayağa kalktı.
"Böyle olmaz gel, pansuman yaptıralım. Hem krem falan verirler."

Akça kafasını iki yana salladı. "Hayır, bir yere gitmek istemiyorum. Dışarı çıkmak istemiyorum." Dedi ayağa kalkıp.

"Akça-"

"Lütfen." Dedi Akça gözlerine bakarak.

"Ne zamana kadar kaçacaksın? Sinan'a ne diyeceksin? Annene?"

Bu soruların Akça'da bi cevabı yoktu.

Bera biraz düşündü. Dudaklarını ıslatıp tekrar Akça'ya baktı.

"Eczaneye gidiyorum. Bir kaç krem alıp geleceğim tamam mı?"

O arkasını dönüp gidecekken, Akça'nın sesiyle durdu.

"Neden geldin?"

Tamamen unutmuştu Bera neden geldiğini. Kadın sorunca başkomiserin dedikleri teker teker düştü aklına.

"Gidip geleyim, anlatacağım." Dedi kadına bakıp. Akça kafasını salladı sadece. Bera'nın kapıdan çıkıp gitmesini izledikten sonra, koltuğa oturdu.

"Şimdi bu, yara hızlı iyileşsin diyeymiş." Dedi elindeki kırmızı kremi göstererek.

TuzakHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin