61- Gümüş

1.2K 64 198
                                    

Akça derin nefesler alarak sırtını duvara yasladı ve yere oturdu.

Kafasını üst üste arkasındaki mermere vurdu. Gözlerinden yaşlar dökülüyordu. Elini titrekçe karnına koydu.

"Umudum.." dedi fısıltıyla. Bacağını tekrar sildiğinde daha çok kan bulanmıştı bu sefer.

"Ben çok özür dilerim senden."

Yere tutunarak kendini kaldırmaya çalıştı ancak başaramadı. Sinirden kendi kendine bağırmıştı büyük odasında.

O sırada kapı tıkladı. Akça kimsenin onu bu şekilde görmesini istemiyordu. Çünkü kimsenin kadının durumundan haberi yoktu.

"Gelme!" dedi haykırırcasına. Ancak kapı arkasındaki her kimse onu dinlememiş ve yavaşça kapının kolunu indirerek içeri girmişti.

"Ya defol dedim sana Sinan!"

"Sinan değilim Akça hanım."

Akça burnunu çekerken kaşlarını çattı. Bu sesi daha önce asla duymadığına emindi.

"Müsait değilim."

Adam bir iki adım atıp kapıyı kapattığında Akça'nın kırmızı gözleriyle karşılaştı.

"Yardıma ihtiyacınız olduğuna eminim."

Akça dudakları titreyerek baktı adama. Ondan yardım istemek zorundaydı çünkü başka çaresi yoktu.

"Beni hastaneye yetiştirir misiniz?"

Adam kadının yanına çöküp gülümseyerek baktı ona.

"Tabii ki. Kalkabilecek misiniz?"

Akça usulca kafasını salladığında adamdan destek alarak doğruldu. Hala eli karnındaydı ve çok canı yanıyordu.

O an beklemediği bir şekilde adam kapının kilidini çevirmişti.

"Ne yapıyorsun!" dedi Akça bağırarak. Adamın bu hareketi karşısında şok olmuştu.

Karnını tutarak kapıya doğru ilerledi ancak adam Akça'nın kolundan sıkıca tutup çekti. Akça acıdan inleyerek sıktı kendini.

"Bazı iyilikler karşılıksız kalmamalı." dedi adam fısıldayarak.

"Ben Ferhat. Ferhat Ataç."

Akça acıdan derin nefesler alarak bakıyordu adamın yüzüne. Hala dudakları titremesine rağmen sert bakışlarından bir şey kaybetmemişti.

"İsmini merak etmiyorum. Aç şu kapıyı, görmüyor musun halimi hayvan herif! Ne istiyorsun!"

"İnan seninle hiçbir derdim yok." dedi Ferhat. Kafasını sallıyordu aynı zamanda.

"Tek derdim kocanla. Bana bir söz vermişti, ama oyunu bozdu."

Akça kanamasının arttığını hissederken kolunun da sıkılmaktan sızladığının farkındaydı. Ama pek de umrunda olduğu söylenemezdi.

Hiçbir şey demeden adamın gözlerine baktı korkusuzca.

"Eğer çocuklarının yaşamasını istiyorsan o adamın etrafında dolanmazsın Akça. Benim hiç acımam yok, anlamışsındır."

Akça zorlukla yutkundu. Çocuklarının gülen yüzleri geldi gözünün önüne. Ucunda ne olursa olsun onları kaybetmeyi düşünmek bile istemiyordu.

"Sendin dimi Bera'yı bizden uzaklaştıran?" dedi. Kendisi olsa omuz silker geçerdi ancak söz konusu olan yaşama sebebi olan çocuklarıydı.

"Yanlış cevap Akça." dedi adam. Kadının gözlerinin içine bakıyordu hala.

TuzakHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin