Akça gözlerini yavaş yavaş açarken, adamın nefesini boynunda hissetti. Bera onu kasıklarından tutmuş ve kendine çekmişti. Kadının saçları adamın sakallarına karışmıştı.
Derin bir nefes aldı. Kendini garip hissediyordu. O geceyi hatırladı. Sonrasında olanları. Ne kadar korunmuş olsalar da, bu konudaki en ufak bir olasılığı bile düşünmek istemiyordu.
Adamın ellerini kasıklarından çekti ve ayrıldı ondan. Önce yüzünü ona döndü. Parmaklarıyla sakallarını okşadı ve dudağının kenarına bir öpücük bıraktı. Örtüyü üzerinden attığında çekmeceyi açtı ve çamaşırlarını giydi. Daha sonra koltuğun üzerindeki geceliği geçirdi üstüne.
Yarısına kadar açık olan cam, odayı iyice havalandırmıştı. Bera'nın üşümemesi için camı kapattı. Geceliğinin ipini sıklaştırdıktan sonra kapıyı çekti ve odadan çıktı. Mermer merdivenlerden inerken açlık tüm bedenini ele geçirmişti. İçkiden dolayı da biraz başı ağrıyordu.
Buzdolabından kahveyi çıkartıp makineye koydu. O an aklına geldiğinde, diğer çekmeceyi açıp içinden ilacı çıkardı. Kendine su doldurduğunda Bera'nın sesini duydu.
"Akça?"
"Mutfaktayım sevgilim."
Kadının sesiyle derin bir nefes almıştı adam. Merdivenlerden hızlı adımlar atarak kapıdan girdi. Akça elindeki hapı yutup gülümsedi ona.
"Günaydın."
Bera kadının beline arkadan sarıldı ve boynuna kokulu bir öpücük bıraktı.
"Gittin sandım." dedi fısıltıyla. Akça ellerini adamın ellerinin üzerine koydu.
"Senden başka evim mi var benim?" dedi gülümseyerek. Bera kadının elindeki kutuyu gördü.
"O ne?" dedi kaşlarını çatarak. Akça yavaşça önünü döndüğünde yutkundu.
"Şey,"
Ellerini adamın ensesine yerleştirip gülümsemeye çalıştı.
"Ertesi gün hapı işte. Riske atmak istemedim."
Bera buna bozulsa da kadına belli etmek istemedi. Ama yüz ifadesi bu isteğine engel oluyordu.
"Dün yeterince önlem almıştık diye düşünmüştüm ben." dedi kadının gözlerine bakarken. Akça kafasını salladı.
"Öyle. Ama ben o önlemi kesinleştirdim. Şansa bırakmadım."
Bera bakışlarını yere sabitlerken, onayladı onu. Akça elinin tersiyle adamın sakallarına dokundu. Gözleri dolmuştu.
"Kahvaltı etmek ister misin?"
"Aç değilim." dedi adam tok bir sesle. Acıyla yutkundu Akça. Dudakları titremişti.
"Bera."
Bera tam gidecekken kadının çatallı sesiyle durdu. Arkası dönükken derin bir nefes aldı.
"Biliyorum, çok istiyorsun. Ama ben o gücü kendimde görmüyorum."
Akça başını öne eğerken Bera pişman olmuştu. Kadına doğru döndü ve ilerledi. Çenesini tutarak kendisine bakmasını sağladı. Göz göze geldiklerinde Akça kendini tutamamış, birkaç damla yaş düşmüştü mavilerinden.
"Olsun." dedi Bera gülümseyerek.
"Senden ayrı düşmeyeyim de, varsın sadece hayalimde kalsın."
Akça başını iki yana sallarken daha da ağlamaya başlamıştı.
"Ben senin baba olma hakkını elinden alıyorum ya." dedi ve yüzünü sıvazladı.