43- Emanet

1.1K 127 226
                                    

"Sen benden ne istediğinin farkında mısın?" dedi Bera dudakları titrerken. Akça çaresizce baktı adama.

"Çok zor, biliyorum. Özür dilerim."

Kafasını iki yana salladı adam.

"Özür mü dilersin? Bizi bırakıp gideceğin, öleceğin için özür mü dilersin Akça? Bu zor değil. Zoru bir yana bırak, yaptığın çok bencilce."

Akça omuzlarını kaldırıp indirdi sadece. Adamın acısını anlayabiliyordu.

"Elimden başka bir şey gelmiyor Bera. İmkansız dedi. Bebeği aldırmam gerekiyormuş. Ben bu acıyı daha kaç kere yaşayacağım? Yetmedi mi sence de?"

"Ben peki?" dedi Bera gözlerini kısarak.

"Hadi sen gittin. Ciğerlerimi söke söke girdin o toprağın altına. Bile bile."

Bunu söylerken gözlerini sımsıkı kapatıp yumruğunu sıkmıştı.

"Sonra ne olacak, ben yaşayabilecek miyim sanıyorsun? Sen iki dakika yanımda yokken nefes alamıyorum ben kızım. Anlamıyor musun?"

Akça cevap vermezken tekrar kadının mavilerine baktı Bera.

"Ben bunu kabul etmiyorum tamam mı?"

Hem sinirli, hem üzüntülüydü şimdi. Kadının ne kadar üstüne gitmek istemese de onun sonsuza kadar gideceği düşüncesi bile tüm vücudunu sızlatıyordu.

"Ben sensiz bir hayatı istemiyorum. Sensizlik bir kenara, aklımdan bile geçirmek istemiyorum."

"Sen çok iyi bir baba olacaksın. Çok hakkettin bunu Bera. Bensiz de olsa sen halledersin, biliyorum ben."

Alayla güldü Bera.

"Halleder miyim?"

Kafasını iki yana sallayıp gözlerini kadına dikti yeniden.

"Sen beni hiç tanımıyorsun Akça. Ben sana ölüyorum, sen kendinden vazgeçiyorsun."

Akça derin bir nefes alıp Bera'nın yüzünü avuçlarının içine aldı. Adamın dolu gözlerine içi gidiyordu.

"Ben seni çok iyi tanıyorum." dedi sakallarını severek.

"En iyi ben tanıyorum hatta. Anlatayım mı?"

Bera yutkunarak bekledi kadını. Akça ise gülümseyerek onun gömleğinin yakasını düzeltti.

"Bi kere kendinle ilgili olan şeylerin hiçbirinden emin olamıyorsun. Bana sorarsın genelde. Bu kazak olmuş mu, şu ceket buna uyar mı? Güveniyorsun çünkü bana, ben söylüyorsam olmuştur senin için."

Gözleri dolduğunda biraz geri çekilip süzdü Bera'yı.

"Bunu da sana ben almıştım. Çok yakışmış."

Bera'nın gözünden bir damla yaş düştüğünde Akça hemen uzanıp sildi küçük elleriyle.

"Tutarsızsın. Bir dediğin bir dediğini tutmuyor bazen. Yapman gereken şeyi istemiyorsan umursamazsın da. Ama yine de senden beklenilenden çok daha etkili şeyler çıkartırsın ortaya. Beni de öyle etkilemiştin zaten."

Bera hafifçe tebessüm etti kadına. Gerçekten onu çok iyi tanıyordu Akça.

"Bugüne kadar hiç kimseye acıyarak bakmadın. Çünkü bunun empatisi en çok senin sinirini bozar. Her insan gibi hatalar yaptın evet. Ama kendi hatalarını diğerlerinden apayrı bir yere koyarak büyütürsün sen. Vicdanını hiç rahat bırakmazsın."

Elini Bera'nın kalbinin üzerine koydu.

"Ama burasının karşındakine ilaç olduğundan da habersizsin. Birisi bi kere senin kalbini gördü mü, dünyanın en şanslı insanıdır."

TuzakHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin