Akça Bera'nın da ellerinden tutup kaldırdı onu. Yüzünü avuçlarının arasına aldı ve yanağına kokulu bir öpücük bıraktı.
"Biz şimdi gidiyoruz." dedi gülümseyerek. Kullandığı bu çoğul eki bile adamın gözlerinin dolmasına yetiyordu.
"Seni buradan nasıl çıkarabiliriz, onu araştıracağız babası."
Bera elindeki ultrason kağıdını sevdi hafif bir tebessümle.
"Bir tanesi bende kalabilir mi?"
Akça olumlu anlamda başını salladı. Gideceği sırada Bera kadının bileğini yakaladı.
"Akça." dedi korkuyla. Akça adamın yüz ifadesiyle kaşlarını çattı.
"Ne oldu?"
"Sen gideceksin şimdi. Ben yokum. Siz evde tek başınıza. Olmaz Akça."
Bera'nın bu tatlı telaşına gülümsedi yeniden. İki elini de yüzüne çıkartıp sakallarını sevdi.
"Sakin ol." dedi kaşlarını yukarı kaldırıp. Ona doğru uzandı ve dudaklarına yavaş bir öpücük bıraktı.
"Belki yetmez ama, bu bizi biraz da olsa idare eder."
Ancak Bera ikna olmuşa benzemiyordu. Küçük bir çocuk gibi kafasını iki yana salladı.
"Olmaz. İzin veremem bebeğim. Gerçekten. Tek başına kalamazsın. Ben olmadan bırakmam seni o evde."
"Sevgilim." dedi Akça tatlı bir ses tonuyla. Adamın ise kabul edeceği yoktu.
"Ya sevgilim!" dedi Akça ayağındaki topukluyu yere vurarak.
"Dinler misin beni? Sakin ol ya, lütfen."
"Tepinmesene Akça." dedi Bera şaşkın bir şekilde. Kadının kollarını tuttu.
"Sabit dur ya. Rica ediyorum."
Akça ise kendini tutamadan büyük bir kahkaha patlattı.
"İyi misin sen hayatım, çocuk daha oluşmadı. Rahat olabilirsin."
Eliyle parmağının ucunu gösterdi.
"Mercimek kadar, bak daha şu kadarcık."
"Sen benim mercimeğimi mi küçümsedin?" dedi Bera. Gözlerini kısarak kadının ayakkabılarına baktı.
"Giymişsin." dedi dudaklarını ısırıp. Akça ise kaşlarını çatmış, olayı anlamaya çalışıyormuş.
"Yetmiş beş santimleri giymişsin bebeğim yine. Neden böyle yapıyorsun sen, he? Söyler misin bana?"
Akça derin bir nefes aldı.
"Çünkü daha hamile olduğumu yeni öğrendim Bera. İkinciye yaşamasına rağmen heyecandan aklı giden canım kocam benim. Gidiyorum ben, tamam mı?"
Gülerek arkasını döndüğünde tekrar eline yapışmıştı adam.
"Beni azıcık seviyorsan tek kalma Akça. Bak aklım gider yemin ederim, uyku girmez gözüme."
Akça gözlerini kapatıp açtı.
"Sen gelene kadar, bebeğimize çok iyi bakacağım ben. Söz veriyorum, hiçbir şey olmayacak. Güven bana. Lütfen."
Elini Bera'nın ensesine yerleştirip son bir kez dudaklarını buluşturdu.
"Seni seviyorum."
"Dikkat edin." dedi Bera kısık sesle. Akça demir parmaklıkların arasından çıkıp çelik kapıya ulaştığında Bera seslendi tekrar.
"Akça."