Kaşlarını çatarak kasıklarını tuttu Akça. Onu derin uykusundan uyandıran bu sancıyla derin bir nefes aldı. Bera hala uyuyordu. Yana dönüp komidinin üzerindeki telefonunun tuşuna bastı. Saat daha erkendi.
Kafasını geri yastığa koydu ve tavana baktı. Ağrısı şiddetlendiğinde bir kere daha kıvrandı yatakta. Eliyle ağzını kapatmıştı. Ancak dayanamayacağı noktaya geldiğinde dudaklarından kaçan sesli inlemeyi durduramadı.
O hala yatakta gözlerini kapatmış bir şekilde acı çekerken, Bera sersemlikle açtı gözlerini. Kadının yüz ifadesini gördüğünde korkuyla doğruldu yatakta.
"Akça." dedi telaşlı sesiyle. Akça ise ona cevap veremeyecek kadar ağrı duyuyordu kasıklarında. Derin nefesler alırken bir elini adama doğru uzatıp sakallarına dokundu.
"Sakin ol Bera. Telaş yapma. Geçer şimdi."
Bera yutkundu ve birkaç saniye bekledi. Ancak geçen bir şey yoktu. Aksine daha da şiddetleniyordu kadının ağrısı.
Bera örtüyü üzerinden atıp yataktan kalktı. Diğer tarafa geçtiğinde bir hamlede kucakladı karısını.
"Bu böyle olmaz, hastaneye gidiyoruz."
Akça ellerini adamın boynuna doladı ve gözlerini sımsıkı kapattı. Bir eli hala kasıklarına bastırıyordu.
"Bera dur. Gidemeyiz. Gidemezsin sen."
Bu cümleyle adımlarını durdurdu adam. Akça haklıydı. Dışarı çıkamazdı.
Kucağındaki kadının alnına sakince bir öpücük bıraktı.
"Ne yapacağım?" dedi gözleri dolu dolu. Akça hala derin nefesler alıp veriyordu.
"Nasıl götüreceğim seni hastaneye?"
Bera'nın dudaklarının titrediğini gördüğünde baş parmağını oraya koyarak hafifçe okşadı Akça. Başını da boynuna yaslamıştı.
"Bir şey yapmana gerek kalmayacak, birazdan geçecek." dedi kısık sesiyle. Bera hala kucağında tutuyordu kadını.
Bir sancı daha geldiğinde kendini sıktı. Bera ise çaresizce ve öylece bakıyordu ona.
"Kolay olmayacağını biliyorduk." dedi Akça gülümsemeye çalışarak.
"Yatır beni hadi."
Bera'nın da başka yapacak bir şeyi yoktu. Akça'yı dinledi ve yatağa doğru ilerledi. Kadını yatağa yatırdı ve yatağın ucuna oturup ellerini ellerinin arasına aldı. Aralıklarla küçük öpücükler bıraktı.
"İlkinde de böyleydim, bu biraz daha zor olacak." dedi Akça adamın elini sıkarken. Bera yutkunarak kafasını kaldırdı.
"Acı çekiyorsun." dedi ve ellerini kadının saçlarına getirerek sevdi.
"Ben dayanamıyorum."
Akça adamın elini tutarak avucuna bir öpücük bıraktı.
"Ama sonunda çok güzel bir şey bekliyor bizi. Bak ben dayanıyorum." dedi dolu gözleriyle. Bera kafasını salladı.
"Ben çıkamıyorum madem, o zaman buraya doktor çağırayım. Olmaz mı? Bi baksın sana, bebeğimize."
Yataktan kalkacağı sırada Akça Bera'nın elini yakaladı yeniden.
"Bera." dedi tebessüm ederek. Bera kadının mavilerine dikti gözlerini.
"Öyle için giderek bakma bana."
"İçim gidiyor ama." dedi Bera titreyen sesiyle. Elini kadının karnına koydu.
"Aklım çıkıyor. Size bir şey olacak diye kalbim ağzımda atıyor."