3 ay sonra
Boynuna batan sakallarla uyandı Akça. Bera kadını hala küçük küçük öperken mırıldandı.
"Ya Bera." dedi gözleri kapalı bir şekilde. Bera kadını kasıklarından tutup kendine çekti. Dudaklarını boynundan omuzlarına indirdi.
"Bi uyutmuyorsun ya, bi uyutmuyorsun." dedi uykulu bir sesle. Ellerini Bera'nın ellerinin üzerine koydu.
"Karımı öperken de icazet mi alacağım, bu nasıl iş?" dedi Bera ve tekrar öptü kadını.
Gıdıklandığını hissederken boynunu iyice adama yasladı. Derin bir nefes alıp gözlerini açtı.
"İyi misin?" dedi Bera ellerini kadının ellerine kenetleyerek. Akça başını salladı.
"İyiyim."
Bera'nın kollarından çıkmadan ona doğru döndü. Bera kadının yüzünü sevdi.
"Evlendiğimizden beri," dedi ve duraksadı. Kendi kendine hafifçe sırıttı.
"İlk günleri saymazsak tabi."
Akça adamın bu sözüne güldü.
"Eee?" dedi kaşlarını kaldırıp. Bera kadının gözlerinden gözlerini çekmedi.
"Şu mavilere uyanmak nasıl bir şey biliyor musun?"
Akça elinin tersiyle adamın yüzünü okşadı. Parmaklarıyla sakince her santimine dokundu.
"Nasıl bir şeymiş?"
Bera kadına biraz yaklaşarak dudaklarını alnına değdirdiğinde Akça gözlerini kapattı. Derin bir nefes aldı adam.
"Böyle işte. Ha nefes almak, ha senin şu güzel gözlerine bakmak. İkisi de aynı şey benim için."
Akça dolan gözlerle gülümsedi.
"Sen çok duygusalsın bu aralar."
"Cık." dedi Bera kaşlarını yukarı kaldırıp.
"Ben seni çok özlüyorum."
Akça şaşkınca baktı adama.
"Nasıl yani? Haftalardır işe gitmiyoruz."
Bera'nın dudaklarına ufak bir öpücük bıraktı.
"Her gün, her saat birlikteyiz. Ben sıkılmışsındır diye bile düşünmüştüm."
Bera aldığı öpücüğün cesaretiyle kadını belinden çekip tekrar dudaklarını buluşturdu.
"Hayır," dedi ve kadının saçlarını kulaklarının arkasına sıkıştırdı.
"Ben Akça'yı özlüyorum. Eski, hırçın, fevri,"
Hafifçe sırıttı.
"İlk gördüğüm Akça'yı."
"Onu ben de özlüyorum." dedi Akça kafa sallayarak. Kafasını adamın boyun girintisine koydu.
"Ama az kaldı, kavuşuyor gibiyiz."
"Sahi mi?"
Akça kafasını kaldırıp burnunu adamın burnuna sürttü.
"Sahi ya."
Daha sonra aklına gelen şeyle doğruldu.
"Bugün kahvaltıya gidecektik. Teyzen, sen, ben. Hadi kalk."
"Teyzem daha uyanmamıştır ki." dedi Bera dudak bükerek. Akça duvardaki saate baktı.
"Bak saat kaç olmuş, İzel abla bizim gibi mi? Şimdi çalar kapıyı."