5. "Konser"

613 38 25
                                    

Bölüm sonunda Lavinia karakterini bulabilirsiniz..🖤

Siyah Gitar
5. Bölüm

Müzik sektöründe havai fişek etkisi yaratmak denilen bir tabir vardır.
Havai fişekleri bilirsiniz. Yavaş yavaş göğe yükselir ve birden parlar. Parıltıları etrafa saçıldıktan sonra aşağı doğru inerken çoktan eski parıltısını kaybeder.

Müzik camiası da böyledir. Yavaş yavaş yükselip birden tanınırsınız ve aradan geçen zamanla unutulmaya başlarsınız.

Biz. Kırık Notalar grubu olarak kariyerimizin patlama noktası olabileceği söylenen konsere sadece dört saat kalmışken evimizin salonunda oturuyoruz.

Baran, grubun akıl merkezi demek daha doğru olur sanırım. Her daim her hareketi planlıdır ve sonunu hesaplamadığı bir davranışı olmaz. Bana karşı ilgisiyse son zamanlarda normalin aksine anormal bir şekilde artmış durumda.

Tuna, grubun ayrık otu diyebiliriz. Her şeye bir bahane ve mazeret bulmakta üzerine yoktur. Baran'ın aksine sadece anı yaşamaya bakar. Sonrası yokmuşcasına.

Ben, kendimi Baran ve Tuna gibi tanıtabileceğimi düşünmüyorum ama bu zamana dek hep aklım yerine kalbimdi kararlarımı yöneten. Ailemi bir kalemde silip atmak gibi.

"Toparlansak mı artık?"

"Her şey nasıl olurdu?"

Tuna'nın sorusuna Baran'ın verdiği cevap merakımızı kazanırken Tuna ve ben bakışlarımızı halıyı izleyen Baran'a çevirdik. "Ne nasıl olurdu Baran?"

Gözlerini halıdan kaldırıp benim gözlerime sabitledi.

"Ailelerimiz bizimle olsaydı. Üçümüz de sıradan bir ailede büyümüş olsaydık ve şu an ailelerimiz bizi izlemek için konser salonuna gitmiş en ön sırada bekliyor olsaydı."

"Keşkelerimiz var ama artık geçmişi geçmişte bırakmamız gerekmiyor mu Baran?" Baran ve benim aramdaki dostluk Tuna'yla olandan farklıydı.

"Sen nasıl başarıyorsun?"

"Neyi?"

"Geçmişi geçmişte bırakmayı."

"Eğer geçmiş geleceğine ayak bağı oluyorsa geçmemiştir."

"Kız haklı. Kalkın gidelim hadi."

Baran ve Tuna kendi odalarına girip hazırlanmaya başladıklarında Baran'ın sorusu sürekli zihnimde dolaşıyordu.
Siyah kalın askılı diz altı prenses etek bir elbise giyip aynı renk yüksek topuk ayakkabılar giyip dün pastel mor renge boyayıp omuz hizasında kısalan saçlarımı olduğu hâliyle bırakıp odadan çıktım.

Mutfağa su içmek için girdiğimde Baran üzerine siyah beyaz kareli bir oduncu gömleği giyip düğmelerini açık bırakmıştı ve içinde de beyaz basic bir tişört vardı. Siyah kot pantolon ve beyaz AirForce ayakkabılarla tamamlanan konbinine boynundaki gri ince taneli zincir kolye aksesuar görevi görüyordu.

"Bütün konbinin muhteşem ama saçlarına baktıkça gülesim geliyor"

Evet saçlarım resmen mor renkteydi ve açıkçası neden birden saçımı mora boyama ihtiyacı hissettim bilmiyorum.

"Neden güzel olmamış mı rengi?" Baran cevap vereceği sırada Tuna'nın sesi duyuldu. "Siyah elbisen ve mor saçlarınla Vada'nın robotuna benzemişsin Lavi."

"Vada'nın robotu ne abi?"

Telefonundan bir banka reklamı açıp izlettiğinde ayağımdaki sivri topuk ayakkabıyla kafasına delik açıp beyninin varlığını kontrol etmek istiyordum.

"Gidelim yoksa ben bu salağı çok kötü döveceğim." Müzik odası olarak kullandığımız odadan gitarımı aldım ve evden çıktık.

#SiyahGitar etiketi hâlâ ülke gündemindeki yerini koruyordu ve atılan tweetler konsere gelecek olanlar tarafından atılmıştı.

Yol boyunca arkamızdan gelen siyah Range Rover dikkatimi çekmişti. "Şu arabada da sürekli bizi takip ediyor."

"Basın aracı filandır endişelenme." Baran'ın gözünü yoldan ayırmadan kurduğu cümleye omzuma dokunan eli eşlik ederken konser mekanına ulaşmıştık.

Arabadan indiğimizde bizi Anıl bekliyordu.

"Hoşgeldiniz. Bir saatimiz var ve son bir prova yapmamız gerekiyor."

Kulise girdiğimizde dışarıdan gelen sesler bizi nelerin beklediğinin habercisi gibiydi.
S

onraki bir saat boyunca konser planını konuştuk ve sahe vakti geldiğinde gitarımı omzuma takıp sahneye giden yolu adımlamaya başladım.

Konserin ilk yarısında bana sunulan şarkıları söylemiştim. Diğer yarısında grup olarak devam etmiştik.

Konser bitimine dakikalar kala arka sıralarda çıkan kargaşa müziği durdurmamıza neden olurken güvenlik hızla kargaşayı ayırmak için hamle yapmıştı bile. Tartışmanın taraflarından birinin Anıl olduğunu anlayınca gitarı destek orkestraya bırakıp sahne arkasına doğru ilerledim.

Esmer uzun boylu kirli sakallı bir adam ve Anıl birbirlerine öldürücü bakışlarla bakıyordu. Adını bilmediğim yabancı adamın bakışları Anıl'dan bana dönünce baştan aşağı incelemeye başladı.

"Ne oluyor?"

Baran'ın gelmesiyle yabancı adamın yüzünde tuhaf bir şaşkınlık belirdi.

"Önemli bir şey değil. İşinize bakın."

"İşimize bakacağız bakmasına da sizin kavganız yüzünden bakamıyoruz."

Baran adamın siyah gömleğinin yakasını sertçe kavradı.

"Sevgilin mi?" Net ve kararlı sese sahip adamın Baran'a sorusuyla Baran olduğu yerde donakaldı.

Derin bir nefes alıp gömleğin yakalarını iyice kavradı ve "Evet." Dedi.

"Sevgilin mi?" Sorusuna "Evet" cevabını verdi.

Baran o soruya evet cevabını verdi.

-------

Karakterin çizimi bana aittir.

Sonraki bölümlerde görüşmek üzere

-Işık

Siyah Gitar Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin