27. "Nikah"

193 11 8
                                    

Siyah Gitar
27. Bölüm

Kim olduğunu bilmediğimiz bu kadın evdeki koltukta oturmuş sayıklarken Baran beni mutfağa doğru çekiştirdi.

"Karan'ın işi gibi geliyor... Sen biraz yukarıda beklesen olur mu?"

Beni belimin iki yanındaki elleriyle tutarken önceden bu hareketi yaptığında birbirine değen bedenlerimiz arasına şu sıralar benim hâlâ büyümeye devam eden karnım giriyordu. "Karan senin burada evin olduğunu nereden bilecek? Barış Abiden başka kimseyle konuşmuyoruz ki..." Baran'ın omuzları birden çöktükten sonra derin bir nefes verdi.

"Tamam... Biraz fazla abarttım. Gel gidip bakalım." Sağ elimi tutup koltukta sakinleşmeye çalışan kadının yanına gittik.

"Isminiz nedir?" Diye sordu Baran kadının karşısında göz hizasına inmek için diz çökerken. Kadın başını kaldırıp Baran'ın yüzüne baktı. "Elif."

Elif ismi aşina olduğum bir isimdi fakat bir türlü çıkaramamıştım.

"Elif Hanım, arayabileceğimiz bir yakınınız var mı, eşiniz ya da çocuğunuz?" Baran koltukta duran telefonunu işaret ederken Elif Hanım elindeki su bardağını bana uzatıp "Bir kızım var." Dedi. Baran telefonunu alıp tuşlarını açtı ve kadına uzattı. "Tamam. Numarasını yazın haber verelim."

Elif Hanım telefonu almadan koltukta doğruldu. "Aramana gerek yok..." Baran'ın kaşları çatılmışken ben duvara dayadığım armut koltuğa oturmuştum. Bakışları bana döndüğünde omuzlarımı bilmiyor der gibi kaldırdım.

"Aramana gerek yok çünkü benim kızım burada." Dediğinde Baran birden bana bakmaya başladı. "Anlamadım?"

"Ben Elif Demirci. Lavinia'nın annesiyim."

Anne. Ben ve Baran için altı zamanla kin ve nefret dolmuş bir kavram. Anneler gününü içimizde sürekli yanan binlerce mumla geçirmemize sebep olan kavram.

"Lavinia'nın annesiyim derken?" Baran ilk kelimesini kekeleyerek söylediği cümlesini tamamlar tamamlamaz Elif Hanım çantasındaki cüzdanından eskimiş bir fotoğraf çıkardı.

"Lavinia'nın annesiyim."

Başımı yerden kaldırmadan "Benim annem ben iki yaşındayken öldü." Dedim. Hoş, kalkıp boynuna sarılmamı bekliyorsa bile sonu boşa çıkacak bir bekleyişti.

"Senin annen ölmedi. Senin annen benim. Ben doğurdum seni."

"Doğurmakla anne olunmuyor. Doğurup iki yıl sonra defolup gitmeye annelik diyorsan o gün yaptığın gibi al çantanı çık git. Bu zamana kadar annesiz büyüdüm, bundan sonra da büyüyebilirim."

Onlara en ihtiyaç duyduğumuz anlarda yanımızda olmayan annelerimiz bizim anne baba olacağımız yaşta artık onlara bir ihtiyacımız kalmadığı için tek tek ortaya çıkıyor.

"Kızım-"

Oturduğum yerden bile kalkmadan "Bana kızım deme. Eğer ben senin kızın olsaydım beni sana en çok ihtiyacım olan zamanımda bırakıp gitmezdin. Ben seni hatırlamıyorum bile. Kızıymışım. Bırak Allah aşkına."

Baran olayın şokunu atlatır atlatmaz önümde diz çöktü. "Sakin olun tamam mı, halledeceğim ben."

"Ben çok sakinim canımın içi. Tanımadığım bir kadın bana annem olduğunu söylüyor bende konuşuyorum. İyiyiz." Dedim.

Siyah Gitar Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin