21. "Karpuz"

225 19 33
                                    

Vote:5

Siyah Gitar
21. Bölüm

(Üç Ay Sonra)

°Istanbul°

En son bıraktığım yerden devam edeyim, sosyal medyada bizim hastanede çekilen fotoğraflarımız dolaşmaya başladıktan sonra bu konuyla ilgili hiçbir açıklama yapmadık. Hâlâ daha bu olayla ilgili pek çok teori ortaya atılıyor.

Geçen üç ayda dizi ve filmlerde gördüğümüz bütün hamilelik senaryolarını yaşamış gibiydim...
Yersiz duygu değişimleri, aşırı açlık. Uykuya bağımlılık ve daha bir sürü şey.

Dışardan bakıldığında 'bu hamile!' Denilemezdi ama çok dikkatli bakıldığında yavaş yavaş belirginleşmeye başlayan karnım dikkat çekiyordu.

Şu an saat gece 04.28 ve ben buzdolabında Ekim ayında olmamıza rağmen karpuz arıyorum...
Sıkıntıyla oflayarak yatak odasında uyuyan Baran'ın yanına gidip koluna dokundum. "Baran." Kıpırdansa da hâlâ uyuyordu.

"Baran uyansana." Gözlerini önce yavaş yavaş açıp tekrar kapattı ve sonra birden açtı. "Ne oldu Lavi?"

"Karpuz."

"Ne?"

Kolunu sarsarak "Karpuz diyorum. Kalksana." Sinir bozukluğuyla gülüp yatakta doğrulduktan sonra elleriyle yüzünü kapatıp güldü.

"Bitanem saat gecenin dördü yat uyu gözünü seveyim ya. Sabah alırız sana karpuz..."

"İyi. ilerde çocuğun sana 'neden karpuz şeklinde doğum lekem var?' Derse 'annen aşerince almamıştım' dersin."

Yatağa girip Baran'a arkamı döndüm. Baran oflayarak yataktan kalkıp üzerine siyah kot bir ceket giydikten sonra karşıma geçip eğildi.

"Tamam gidiyorum..." O an sebepsizce onu yalniz gönderirsem başına bir şey gelecekmiş gibi hissettim. "Bende geleceğim."

"Saçmalama Lavinia gidip geleceğim işte..."

"Olmaz Baran. Tek gidersen başına bir şey gelecekmiş gibi geliyor."

Güldü. "Senin bu hormonlar biraz fazla mı çalışıyor?"

"Bilmiyorum. Bekle üzerime bir şey giyeyim." Ağva'dan döndükten sonra Barış Abinin oturduğu sitede onun evinin iki kat üstüne taşınmıştık.

Üzerime kalın krem rengi bir yün hırka geçirdikten sonra evden çıktık. Otoparka doğru ilerlerken başımı kaldırıp Barış Abinin evine baktım.

"Barış Abi uyanık hâlâ..."

"Uyku tutmamıştır. Yalnız yaşıyor sonuçta."

Arabaya bindiğimizde nerede karpuz arayacağımızı bilmiyorduk...
"Nöbetçi manav filan var mıdır acaba?"

"Aynen bitanem. Beklemişler böyle 'Lavinia karpuz aşerse de satsak' diye. Arayacağız mecbur..."

Sokaktan sokağa geçtikçe arabanın sarsıntısı uykumu getirmişti. Gözlerim uyku isteğine yenilmek üzereyken Baran'ın ışıklarda dururken üzerindeki kot ceketi çıkarıp üzerime örttüğünü ve elini karnımın üzerinde bir süre beklettiğini hatırlıyorum.

Gözümü arabaya bağlı olan Baran'ın telefonunun zil sesiyle açtığımda Baran arabada değildi. Nerede olduğuna bakarken bir manavdan sıkıntıyla buraya doğru gelmekte olduğunu gördüm.

Siyah Gitar Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin