34. "Park"

136 11 7
                                    

Siyah Gitar
34. Bölüm

(Günümüz)
-Lavinia'nın Anlatımıyla-

Konserin üzerinden tam iki hafta geçti. Konserin etkileri hâlâ devam ederken ben Siyah Gitar'ı sahnede bırakmış, sadece Ayşıl'la ilgileniyordum.

Ocak ayında olmamıza rağmen hava sanki bahar gelmiş gibiydi ve Baran bu havayı fırsat bilip "Ayşıl'ı al gel, dolaşalım biraz." Diye bir mesaj atmıştı.

Bende Ayşıl'ın uyanmasını bekleyip uyandıktan sonra üzerini değiştirdim. Bebek arabasına yatırıp yürümeye başladığımda şirket buraya yürüyerek en fazla yarım saatti. On dakika kadar sonra Ayşıl'ın huzursuzlanması üzerine bir parka oturup bebek arabasından kucağıma aldım. Arabayla da gidebilirdim fakar bebeklerin renkleri algılayabilmesi için hava şartlarının uygun olduğu günlerde bebek arabasıyla biraz dolaştırmak gerektiğini okumuştum.

Bebek arabasından battaniyesini alıp hem onun üzerine, hemde kendi omzuma örtüp sakinleştirdikten sonra tekrar arabaya yatırdığımda yola devam edecekken Baran aradı.

"Efendim?"

"Bitanem neredesin?"

"Bizim evin ilerisinde park var ya, Ayşıl huysuzlanınca oraya oturdum kalktım geliyorum şimdi."

"Tamam bekle orada ben on dakikaya çıkıyorum şirketten oradan alayım seni."

"Tamam."

Telefonu kapatıp bebek arabasından Ayşıl'ın pusetini çıkardım ve yere koyup ileri geri sallamaya başladım. Bebek arabasını da oturduğum bankın yanına çekip tekerleklerini kilitledikten sonra sosyal medyaya girdim. Konserin haberleri hâlâ yapılmaya devam ederken caddeden geçen arabada çalan şarkı yabancı gelmemişti ama bir türlü hatırlayamamıştım.

"Al artık koynuna beni Karam
Günahın boynuna can Karam"

Diye devam eden şarkı sözlerini umursamadan yanıma koyduğum Ayşıl'a baktım. Baran'a karşı tuhaf bir bağlılığı vardı ve uyurken bile üzerine Baran'ın parfümünü sıktığımız küçük bir tavşanı yanına koyarsak uyuyordu.

Duyduğum şarkının sözleri aklıma takılırken duyduğum adım seslerinin geldiği yöne baktım. Siyah bir kot pantolon, açık gri bir sweatshirt ve üzerine yine siyah bir mont giyen, ellerini monutunun cebine sokmuş başı önde yürüyen Karan.

Umursamayıp uyuduğu için Ayşıl'ı yerden kaldırıp pusetini tekrar bebek arabasına yerleştirip sabitledim. Karan beni es geçip bana uzak olan bir banka oturduğunda şaşırmıştım. Bebek arabasını anne çantasındaki ince örtüyle kapatıp önüme sabitledim.

Göz ucuyla Karan'a bakarken sweatshirtünün içinden boynuna elini attı ve bir kolye çıkardı. Kolyeyi eline alıp incelemeye başladığında ucunda takılı olan küçük halkayı zincirden çıkarıp eline aldı.

Karan'ı ilk kez takım elbise hariç bir kıyafetle ve bu kadar dalgın bir hâlde görüyordum. Önümden köpeğiyle birlikte geçen bir genç yüzünden tüy alerjim tutarken ard arda üç kez hapşırdım.

Hapşırık sesini duyar duymaz etrafına bakmaya başlayan Karan'a sanki, gel ben buradayım, demeye çalışıyor gibi bir kez daha hapşırdım. Bu kez sesin geldiği yönü bulan Karan ağır hareketlerle oturduğu banktan kalkıp yanıma geldi. Bana bir şey söylemeden eliyle bebek arabasını işaret edip "Bir kez bakabilir miyim?" Diye sordu.

Sesinin tonu benim tanıdığım Karan'dan çok farklıydı. Ayağa kalkıp bebek arabasının üzerine örttüğüm ince örtüyü kaldırdım. Baran'ın parfümü olan tavşana doğru dönmüş uyuyan Ayşıl'a bakan Karan'ın elindeki kolyede takılı olan yüzüğü görür görmez donakaldım.

Siyah Gitar Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin