43. "Karanlık Adam"

109 10 10
                                    

Siyah Gitar
43. Bölüm

-Karan'ın Anlatımıyla-

"İlaçlarında şimdilik herhangi bir ekleme ya da azaltma yapmayalım. Bir sonraki seansta duruma göre bakalım. Siz yine de sık sık konuşmaya çalışın."

Ondokuz yaşında majör depresyonla boğuşan bir kızın babasıydı karşımdaki. Sevgilisi tarafından terk edilmeyi hazmedememişti. En azından seanslarda bana anlattıkları bu yöndeydi.

Hastamın babası odadan çıktığında genç kızın dakikalar önce söylediklerini bir kez daha düşündüm.

"Acaba her şeyi kafamda mı kurdum diye düşünmüyor değilim biliyor musunuz? Ya da ne yaptım da beni terk etmeyi seçti? Düşünmekten kafayı yiyeceğim sanırım..."

"Kalbimin ortasına bir imparatorluk kurup onu da kralı ilan etmiştim. Kral gitti, halk çaresiz, kraliçe depresif... Sonu gelmeyecek bir fetret devrine girmişim gibi..."

Bugünlük mesaim bitmişti. Sadece yataklı tedavi gören hastalarımın günlük vizit raporlarını kontrol etmem gerekiyordu.

Psikiyatri ve kadın doğum servisleri birbirine fazlasıyla yakındı. Psikiyatri bölümünün danışma masasına gittim.

Oradaki işlerimi de hallettikten sonra hastaneden ayrıldım. Son seanstaki konuşmalar kafamın içinde sürekli tekrar ederken arabaya bindim. Kendi dertlerinle baş edemezken başkalarının dertleriyle üzülmekti psikiyatristlik dediğimiz meslek.

Kendi düşen ağlamaz derlerdi fakat ben kendi kendime düşmüş olmama rağmen neredeyse düştüğüm günden beri ne ayağa kalkabilmiştim ne de ağlamayı bırakabilmiştim. Ne de olsa soyadım Arcan'dı çünkü. Erkeklerin ağlamasının yasaklandığı aile...

Çocukluğumun neredeyse tamamı babamın beni olmak istemediğim biri yapmaya çalışmasıyla geçti. Onlarca adamın babam tarafından öldürülüşünü izledim. "Bu işler nasıl oluyor öğren." Cümlesi altında. Okul çantamın ağırlığından şikayet etmem gerekirken elime zorla tutuşturulan buz gibi metalden yapılan silahın ağırlığından şikayet ettim.

Kutlanamayan doğum günleri, çekilemeyen karne fotoğrafları, tek başına katıldığım okul etkinlikleri, kimsesiz gibi bırakıldığım ortaokul ve lise mezuniyetim. Benden karanlık bir adama dönüşmem için alınan şeylerden sadece bazılarıydı.

Uyuşturucu maddelerin zararlarını ders diye okurken babam adeta bir uyuşturucu baronuydu...

"Arcan soyadının bir bedeli var" Diye diye beni duygusuz birine dönüştürmüşlerdi.

Karan Arcan ağlayamaz, hasta olamaz, okuyamaz ve en yaralayıcısı asla aşık olamaz.

Üniversite için dershanede kayıt yaptırdığım için evden kovulmuştum mesela. Zaten her şey orada başlamıştı...

Aşık olmak benim yetiştirilme tarzıma göre Hz. Adem'in yasak meyveyi ısırmasından farksızdı. Aşık olmak benim için bir ağaç, Lavinia'da o ağacın yasaklı meyvesi...

Lavinia'nın evinin bir kaç sokak gerisinde bir evde oturuyordum. Eve girip üzerimi değiştirdikten sonra televizyonu açtım. Türkiye'ye dönüşümden beri Lavinia'nın hemen hemen her konserine bir şekilde bilet bulup girebilmiştim. Fakat bugün olacak konserine bilet alacak vakti bir türlü bulamadığım için ben alana kadar biletler çoktan tükenmişti.

Bir iki saat sonra kapı çaldı.
Açıp baktığımda acilde görev yapan doktor arkadaşlarımdan biriydi. "Bil bakalım ne buldum!"

"Ne buldun yine Güneş..."

Siyah Gitar Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin