Siyah Gitar

25. "Canlı Yayın"

Siyah Gitar
25. Bölüm

Nedenini bilmediğim bir şekilde sahilde oturunca sakinleşiyordum.
Bu yüzden kendimi ne zaman çıkmaza girmiş hissetsem sahile geliyordum.

"Üşüyeceksiniz, eve gidelim mi?" Baran'ın sesiyle başımı omzundan kaldırıp yüzüne baktım. "Sanırım kıyafet alışverişi yapmam gerekiyor." Dediğimde Baran anlamadığı için kaşları çatıldı. "Neden?"

"Şu an giydiğim kıyafetler normal bir insan için üretilmiş kıyafetler. Ama artık bunların içine giremiyorum..."

Modum birden düşmüştü. "Mesela bu üzerimdeki kazağı sen almıştın hatırlıyor musun, kalıp olarak oluyor ama karnımdan dolayı eskisi kadar rahat değil."

Sesim titremeye başlayınca Baran beni omuzlarımdan tutup kendine doğru çevirdi.

"Eskisi kadar rahat değil çünkü sende eskisi gibi değilsin. Hamilesin ve doğal olarak karnın büyüyor ve kilo alıyorsun. Doğum yaptıktan sonra eski kıyafetlerini tekrar giyebileceksin. Bugün yeterince yoruldun. Yarın gider sana bir sürü hamile kıyafeti alırız. Tamam mı?" Dedikten sonra hızla ayağa kalktı ve iki eliyle benim ellerimi tutup kalkmama yardım ettikten sonra arabaya bindik.

"Arabayla dolaşmayı seversin sen. Hazır trafik de yokken turlayalım mı biraz?"

"Olur." Amaçsızca o sokaktan o sokağa arabayla gezerken ani bir kararla telefonumu arabanın airbag kısmına sabitleyip İnstagram'a girdim. "Ne yapıyorsun?"

"Canım istedi. Canlı yayın açacağım."

Canlı yayın başlat tuşuna basar basmaz anında yayında beliren artan izleyicilere "hoşgeldiniz" dedikten sonra telefonu arabaya bağladıktan sonra aklıma gelen ilk şarkıyı açtım.

İbrahim Tatlıses sesi arabada yankılanmaya başlar başlamaz Baran "Lavi yok artık!" Demişti. Umursamayıp sesi sonuna kadar açtığımda yayına on bin kişi gelmişti.

Bir süre sonra Baran'da şarkının havasına girdiğinde beraber "Sevmek dedin sevmedik mi, aşka boyun eğmedik mi?" Diye bağıra bağıra şarkı söylüyorduk. Baran vites kolundaki eliyle benim elimi kaldırıp halay çekme edasıyla sallarken "Bütün kötü huyları, hatta güzel dostları senin için terk etmedik mi?" Diye devam etmiştik.

Arabayı otobana yönelttiğinde nereye gittiğimizi bilmiyordum ama içinde bulunduğumuz durumdan da şikayetçi değildim. Şarkı devam ederken Baran akşam güneşine rağmen arabanın sunroofunu açtı. "Bugün yine bana bana ayrılmak düşer!" Diye bağırarak şarkı söylemeye devam ettiğimizde Ayşıl'ın içeride bizim ebeveynliğimizi sorguladığından emindim.

Canlı yayındaki hâllerimizin ekran kaydı alınıp paylaşılacağından emindim.

Işıklarda durduğumuzda Baran bana dönüp gülerek "Be vicdansız, be insafsızın kızı, be nankör kedi!" Dediğinde zamanı tam burada durdurmak istiyordum.

Şarkı bittiğinde canlı yayın sohbetinde arka arkaya sıralanan "Bir daha!" Mesajıyla "Sizi mi kıracağım canımın içleri!" deyip şarkıyı başa sardım.

Telefon tutacağında duran Baran'ın telefonunu alıp story kamerasına girip kayıt tuşuna bastığımda Ekim aynının sonunda üstü açık arabamızla gün batımında nereye olduğunu bilmeden öylece gidiyorduk. "Sevmek dedin sevmedik mi, aşka boyun eğmedik mi!" Dedikten hemen sonra Baran devam etti, "Bütün kötü huyları, hatta güzel dostları senin için terk etmedik mi?"