2. Kuple 17. Bölüm "Ortak Geçmişin Farklı Yaraları"

55 5 9
                                    

Siyah Gitar
2. Kuple 17. Bölüm

Dershane Dönemi
Lavinia'nın Anlatımıyla

"Diskriminat değeri sıfırdan büyük olan denklemler için kullanılan formül nedir?" Anlamıyor olsam da Karan'a anlatmak için anlamaya çalışmam gerekiyordu. Zira kendisi bir haftadır ortalarda yoktu.

"Sen söyle Lavinia?"

"Efendim hocam?" Hocanın yüzüne boş boş bakarken o başıyla arkamdaki boş masayı işaret etti. "Senin aklın sanırım arka masanın doluluğuyla orantılı çalışıyor." Gülmemem gerekiyordu.

"Lavi bu aralar biraz Leyla oldu hocam siz takılmayın ona." Pelin'in kafasına elimdeki kalem kapağını fırlattım. "Eee,  Mecnun nerede? Yok kaç gündür."

Tam o sırada kapı çaldı. "Hocam dersinizi bölüyorum kusura bakmayın, Lavinia'yı idareden çağırıyorlar da."

Bütün uykumun dağıldığını fark ettim. "Lavi ağzını kapa bitanem."

"Ne saçmalıyorsun ya?"

Hoca gülmemek için dudaklarını birbirine bastırmayı bırakıp, "Git bakalım kızım 'idareye'" idare kelimesini o kadar vurgulu söylemişti ki ima ettiğini anlamak zor değildi.

Masadaki telefonumu alıp sınıftan çıktım. Karan bileğimi kavrayıp anında en üst kata, Kütüphaneye çıkardı.

"İdare çağırmıyor muydu?"

Boynundaki nöbetçi öğrenci kartını çıkarıp masalardan birine bıraktı. "Çağırmadığını ikimiz de biliyoruz. Hem, beni pek özlememişe benziyorsun."

Omzuna vurup, "Neredesin sen kaç gündür!" Diye bağırdım. Kolumu tutup rafların arasına çekiştirdi. "Numaram kapsama alanı dışı aramalara kapalıydı. Açmayı denedim ama açılmadı. Sana da haber veremedim. Kızdın mı?"

İki elimle iki omzuna vurarak üzerine yürüdüm. Her vuruşumda ise tek kelime söylüyordum. "Başına bir şey geldi sandım geri zekalı çocuk!" Arkasındaki rafa çarpınca kitaplardan biri eline düştü. Ters çevirip ismine baktı. "Stefan Zweig, Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu. Okumuş muydun?"

"Hayır. Klasik okumayı pek sevmem."

Elimi tuttu ve camın önündeki armut koltuklardan birine beni oturttu, kendi de karşımdaki koltuğu yanıma çekti. "Okumamı ister misin?" Karan'a doğru yaklaşıp kaldırdığı kolunun altına girdim.

"Sana, beni asla tanımamış olan sana.."

Diye başladı kitaba. Kaç ders geçti bilmiyorum ya da kaç dakika. Biz kütüphanedeki armut koltuklarda oturmaya devam ediyorduk.

“Kimdim ki ben senin gözünde ? Yüzlercesi arasından sadece birisi, sonrasız sürüp giden bir zincirde tek bir serüven halkası.”

Karan'ın omzumdaki eli saçlarımı okşamaya devam ettiği için uyumak üzereydim. "Derse gitmem gerekiyor..."

"Gerekmiyor."

"Nasıl?"

Gülümseyip yukarı baktı. "Malûm bütün okul aramızda olan bitenin farkında. O yüzden müdür bugünlük seni kaçırmama izin verdi."

"Karan sen ciddi misin, gidip bunu söyledin mi gerçekten?" Ben ilişkimizi olabildiğine gizli tutmaya çalışırken Karan'ın herkese ilan etme çabaları çoğu zaman sinirimi bozuyordu.

"Ben söylemedim. Kendisi gelip izin verdi. Bu konudaki hassasiyetini bildiğim hâlde böyle bir şey yapmam aptallık olurdu."

Biraz daha orada kaldık ve Karan elindeki kitabı bana okumaya devam etti. Sayfa 28'e geldiğimizde ise çıkış zilinin çalmasıyla toplanıp dershaneden çıktık.

Siyah Gitar Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin