Mezarlığın başında birkaç kişi kalırken mezarın yanına eğildim ve "Selam." diye mırıldandım.
"Belki beni hatırlamıyorsun, belki yaşadığımız o güçlü hisleri duyamıyorsun fakat ben ilk sefer ki gibi canlı tutuyorum o hisleri, hatıraları... Seni düşünmediğim bir gün yok, Uzay. Daha doğrusu seni aklımdan çıkardığım bir an yok." dedim ve derin bir nefes verdim.
Gözyaşlarımın akmasına izin verirken konuşmaya devam ettim.
"Senin dediğin gibi verdiğin kolyeyi bir an bile boynumdan çıkarmadım. Biliyor musun, o saçma fotoğrafları çıkarttım ve odama astım. Sanırım odamın en güzel köşesi oldu."
Derin bir nefes verdim ve gözümden akan yaşı elimin tersi ile sildim.
"Ne oldu sana? Bana giderken kendini öldürtme yeter, demiştin. Sen niye kendini öldürmelerine izin verdin? Biliyorum, Uzay. Sen kendini öldürecek kadar güçsüz, beni hatırlamasan bile yarı yolda bırakacak kadar şerefsiz değilsin. İntikamını almadan durmayacağım." dedim avuçlarımı sıkarken.
"Birbirimizi öldürmek isteyerek bir aşk başlatmış olabiliriz fakat birimiz ölmek zorunda değildik." dedim ve ayağa kalktım.
Hani derler ya, "En büyük aşk kavga ile başlar."
Bizim aşkımız ölüm arzusu ile başlamış, ölüm ile bitmişti.
Ayağa kalkarken Ayşen Karaay'a ve Fatih Karaay'a baktım.
Titreyen sesim ile "Bu olanların sorumlusu benim, özür dilerim. İsterseniz sövün, isterseniz dövün. Hak ediyorum." dedim.
Ayşen Hanım hızla bana sarıldı ve "Hiçbiri senin suçun değil, kızım." dedi.
Kendimi tutamayıp hıçkırarak ağlarken "O bunu hak etmiyordu." dedim.
"Kimse bunu hak etmez güzel kızım." diyen Ayşen Hanım'ın omzuna kafamı dayamıştım ki duyduğum ses ile kafamı kaldırdım.
"Seni buralarda görmeyi beklemiyorduk Begüm Karaay."
Patrona baktım ve "Sizi de beklemiyorduk." dedim.
"İlaçları kullanmadığını öğrenmek niyeyse beni hiç şaşırtmadı." demesi ile sessizce yutkundum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hedef
ChickLitÖldürmesi için hedef gösterilen adama yakınlaşırken bilmediği bir şey var... Kendisi de bir hedef...