Alplerin tarafının mekanına geldiğimiz zaman herkes bana bakmaya başladı.
Bu adamların yarısını önceden öldürmeye çalışmışımdır.
Kapıdaki koruma güvenlik dedektörü ile Alpleri ararken onlara baktım.
Sadece silahları teslim etmek yetmez miydi?
Sıra bana geldiğinde koruma beni baştan aşağı süzdü ve "Begüm Karaay?" dedi sorarcasına.
Kendimden emin bir ses tonunda "Benim." dedim.
"Geçebilirsin." diyerek güvenlik dedektörünü arkasına götürünce "Eyvallah." dedim ve içeri girdim.
"O adam niye beni böyle içeri aldı? Kontrol falan olması gerekmez mi?" diye sordum.
Fatih Bey "Hamilesin. Bu yüzden o tür aletler sana zararlı." deyince "Oha böyle şeyler umursanıp dikkat ediliyor mu?" diye sordum.
"Tabii ki önemseniyor." diyen Alp ile "İyiymiş." diye mırıldandım.
Alp kolumu hafifçe dürttü ve içki içen bir adamı gösterip "Bizim patron." dedi.
"Yalnız konuşacağım." dedim ve patronlarının yanına gidip oturdum.
"Daha önce tanıştığımızı sanmıyorum." dedim.
"Begüm Karaay... Seni burada tanımayan yok." demesi ile "Yine de karşımdaki kişiyi tanımak isterim." dedim.
"Ahmet Erdem." demesi ile "Memnun oldum." dedim.
"Asıl konuya mı geçsek? Buraya tanışmak için gelmediğini ikimiz de biliyoruz." dedi.
"Uzay'ın ölmediğine dair güçlü kanıtlarım var." dedim.
Ahmet Bey'in kaşları çatılırken "Uzay en sevdiğim adamlardan biriydi. Emin olmak için ne yapacağız?" diye sordu.
"Daha önce mezar kazmış mıydınız?" diye sordum.
"Ben ellerimi kirletmem ama adamlarım yapar." deyince gülümsedim.
"Önce mezarı kazıp iddiamın doğruluğunu kanıtlayacağız. Eğer doğru tahmin ediyorsam üç şüphelim var. Onları ziyarete gitmemiz gerekecek." dedim.
Ahmet Bey içkisinden son bir yudum aldı ve ayağa kalktı.
Diğer oturan adamlarına döndü ve "Bu kadar dinlenmek yeter. Hepiniz o koca götlerinizi kaldırın ve bir işe yarayın!" diye bağırdı.
Herkes ayaklanırken Alp'e baktım ve "Sizin tarafı sevdim gibi." dedim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hedef
Chick-LitÖldürmesi için hedef gösterilen adama yakınlaşırken bilmediği bir şey var... Kendisi de bir hedef...