Hedef

Bilgi

"Geldim, patlama!" diye bağırarak kapıyı açan köy muhtarımıza baktım. 

"Begüm, gece gece ne oldu?" diye sorunca "Rahatsız ettim, kusura bakmayın ama size bir şey sormam gerekiyor." dedim. 

Mustafa Bey'in kaşları merakla çatılırken "Yan köyde hafızasını kaybeden bir adam varmış, adı Uzay. Onu bulmam gerekiyor." dedim.

"O köyün muhtarına soruvereyim. İçeri geçmez misiniz?" diye sordu. 

"İşimiz bizim acele. Öğrenip gitsek iyi olur." dedim. 

"Tamam kızım." diyerek telefonunu çıkaran Mustafa Bey yan köyün muhtarını ararken heyecandan bacağım titriyordu. 

Harun Bey surumu fark etmiş olmalı ki bana sıcak bir tebessüm gönderdi ve "Onu sağ salim bulacağız." dedi. 

"Umarım." diye mırıldanırken telefonda konuşan Mustafa Bey'e baktım.

Telefonu kapadı ve "Köye girdiğinizde soldan ikinci evmiş, mavi kapılı." dedi.

"Teşekkür ederim." dedim gülümseyerek.

"Rica ederim Begüm." diyen Mustafa Bey'e "İyi akşamlar." dedim ve yürümeye başladım. 

Harun Bey'e baktım ve "Destek adam ile gidelim. Uzay'ın nişanlı olması çok saçma, bu işin içinde bir iş var." dedim.

"Tabii Begüm Hanım." diyen Harun Bey ile arabanın arka koltuğuna oturdum ve "Gidelim." dedim. 

Harun Bey şoför koltuğuna geçip arabayı çalıştırdığında Alp'i aradım. 

İlk çalışta telefonu açtı. "Efendim Begüm." 

"Uzay'ın yerini öğrendim. Şimdi gidiyoruz, siz ne yaptınız?" diye sordum. 

"Baban ve patron bu işin içinde belli, az da olsa bilgi edindik." dedi.

"Seni dinliyorum." dedim merakla. 

"Seninki ilaçları kullanmıyormuş." diyen Alp ile güldüm. 

"Kullanmış olmasına şaşırmıştım." dedim. 

"Patron bunu öğrenmiş." diyen Alp ile "Bu yüzden tüm hafızasını silecek bir ilaç verdiler ama neden bu ölüm yalanını uydurdular?" diye sordum. 

"Burada baban da işin içine giriyor. Daha sebebini öğrenemedim." dedi.

Sinirlenirken "Ağzını burnunu kır itin. Yine de öğren." dedim. 

"Dövülmekten bilinci kapandı. Ayılsın devam edeceğim." dediğinde "Gelişmeleri bekliyorum." dedim ve telefonu kapattım.