21. Kötü Haber

40.5K 1.1K 58
                                    

Bugünün ikinci bölümü içimden geldi.


-" Seni seviyorum Kerem. Ama bu bir sır unutma!"
Bunu ben mi söylemiştim.

Her geçen gün kendimi şaşırtıyorum doğrusu. Asla yapmam dediğim şeyleri sanki son günümmüşçesine yapıyorum.

Kerem bir anlığına büyülenmiş gibi bana baktı. Benden böyle bir şey beklemediği belliydi.

Yavaşça dudaklarıma yaklaşıp öptüğünde zaman yine durmuş gibiydi. Bu sefer onun öpücükleri karşılık verdim. Derinlere inerek öptüm.

Bunu yaptığıma inanamıyorum.

Onu öperken bir anlığına gülerek beni belimden kavradı. Kendi yatağına doğru yavaş adımlarla götürüyordu. Beni yatağının üzerine bırakıp üzerimdeki parti kıyafetiyle yatakta uzanmış halimi izledi. Uzunca.

Üstündeki kıyafeti çıkarıp tekrar üzerime eğildiğinde elleriyle korkusuzca bacaklarıma dokunuyordu. Aşağı yukarı okşayarak zevkten inlemem için her şeyi yapmaya çalıştı.

Dudaklarımı bırakıp boynuma indiğinde ise istediğini almıştı. Derin bir iç çekiş ile inlemiştim.

Ben tüm bunları yaşarken hala onun yatağında ve onun altında olduğuma inanamıyordum.

Bana dokunuşu o kadar yumuşaktı ki. Sanki bana cam bebek gibi hassas davranıyordu. Her an kırılacakmışım gibi okşuyordu.

Üzerimdeki elbisenin fermuarına yönelirken dudakları hala boynumda geziniyordu. Fermuarın sesi duydugumda ise kıyafeti üzerimden çıkarmaya çalıştığını görünce iç sesim onu durdurmam gerektiğini söyledi. Elbisenin yarısını sıyırmışken onu durdurdum.

-"Kerem dur...bunu yapmayı istiyor muyum emin değilim"

Kerem kafasını boynumdan kaldırıp gözlerime baktı.

Uzunca süre bakıştıktan sonra konuştu.

-"Tamam güzelim. Sen ne zaman istersen...ama öperim o ayrı"

Bunu dediğine gülerek ona bakmıştım. Aslında zıtlaşmadığımız zaman oldukça kibardı.

Kıyafetimin üstünü tekrar bedenime çekerken o ise arsızca bacaklarımı okşayıp açıkta kalan yerlerimi izliyordu.

Karşımda böyle saçı dağılmış ve üstü çıplak bir şekilde onu görmek her ne kadar beni heyecanlandırsa da henüz ona istediğini veremezdim.

Yataktan kalkmaya yeltendiğimde beni durdurup tuhafça baktı.

-"Hey nereye?"

-"Odama gidiyorum Kerem nereye olabilir başka?"

-"Gitmene gerek yok bu gece beraber kalalım"

Küçük bir yavru köpek gibi bakışı komik olsa da orda kalmayı düşünmüyordum.

-"Olmaz hem Ayla benim burada kaldığımı bilmemeli. Ayrıca üstümü değiştirmeliyim"

-"Sorun değil ben gözümü kapatırım sen kıyafetini çıkar yatağa gir. Ben bakmam bak valla" diyerek sırıtan Kereme baktım.

Şansını çok zorluyordu.

-"Bak yine geliyor yumruk"

-"Tamam tamam sustum" deyip panikle elini salladı.

Kısa bir süre ona öylece baktım. Sonra birazcık yanında uzanmanın sorun olmayacağını düşündüm.

-"Hadi yana kay bakalım" dediğimde hayretle bana bakıp konuştu.

-"Yani kalacak mısın? "

-"Hayır Kerem sadece biraz uzanacağım. Sonra kendi odama giderim. Zaten bu kıyafetle rahat etmem zor"

-"Tamam Azram gel kollarıma. Olsun bir saat kalsan bile yeter" derken kollarını bana açmış pis bir gülüşle bakıyordu.

Hızlıca koluna vurup
-"Hadi ordan uyanık yılışmak yok"

Yanına uzanıp belimi sarmalamasına izin verdim. Bazen küçük sohbetler ederek bazen de en boktan şakalar yaparak eğleniyorduk.

Sonra birden sustu. Sanki bir şey düşünür gibi gözlerini kısmıştı.

-"Kerem noldu?"

-"Sadece seni ne kadar da sevdiğimi düşünüyordum" dedi.

Ciddi miydi? Neden beni her fırsatta utandırmaktan geri durmuyordu ki?

Aklımdaki soruyu daha fazla saklayamadan sordum.

-"Seni sevdiğimi düşündüren neydi? Çok emin konuşuyordun"

Kerem karanlığın içinde sessizce belimi ve çıplak omuzlarımı okşarken bende cevap bekliyordum.

-"Azram...Bana cevabını bildiğin şeyler sormamalısın"

Ne demek şimdi bu. Cevabını bilsem sormam heralde.

-"Kerem boşa entrika yapma da söyle işte"

Ona uzandığım yerden bakarken gülüşünü gördüm. Çenesinin keskin hatlarımı ve uzun boynunu. Beni içine çekiyordu. Adeta ona kapılmıştım ve o da beni peşinden sürüklüyordu. Beni onun büyüsünden yine onun büyülü sesi kurtardı.

-"Beni sevdiğine eminim Azra. Çünküüüüü" derken çünküyü olabildiğince uzatmıştı.

Merakla ona bakarak

-"Evet Çünkü? Hadi konuş" dediğimde bir kahkaha attı. Onun gülümsemesine o kadar kendini kaptırıyorum ki konuyu unutacak durumu geldim.

-"Zamanı gelince söylerim Azracığım" deyip yanağımdan öperek yatmasını iyice yaydı.

-"Söylemeyeceksen ne uzatıyorsun. Hem çek şu kıçını be "

-"Kızım ben kocaman adamım nereye çekeyim?" diyerek gülüyordu.

Koca Ayı.

-"Ay Kerem çocuk gibisin. Senin kesin uyku oyuncağında vardır şimdi" dedim gülerek.

-"Var güzelim. Sensin işte bak. Kollarımda kayboluyorsun" derken saçlarımı öpüyordu.

Biz keyifle gülüşürken Keremin telefonu çalınca kısa süreliğine beni bırakıp telefona uzandı. Telefonu açarken bana göz kırpıp sessiz ol işareti yaptı.

-Alo? Efendim Burak derken hala bana bakıp gülümsüyordu.

Sonra birden ciddileşti.

Burak zırlamayı kes de söyle. Ne oldu Korkuta?

Bunu duyduğum gibi uzandığım yerden kalkıp Kereme baktım. Keremin endişesini görünce Korkuta bir şey olduğunu anladım.

Ne demek vuruldu lan?

Duyduğum şeyin doğru olmaması için korkak gözlerle Kereme izliyordum. Yüzündeki yıkımı görünce anladım.

Doğruydu.

Korkut...vurulmuştu...

Oy ve yorumlarla destek olmayı unutmayın....

Görüşmek üzere

#sonsuzaşk

AYKIRI SEVGİLİM +18(TAMAMLANDI) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin