3.2

5.7K 265 62
                                    

Bir ay sonra, 9 Şubat...

"Parabol ömrümü yedi bitirdi gerçekten."

Gülerek test kitabını kapatırken "Mantığını anlamak yeter aslında. Kasma, hallederiz." diye cevap verdim. Eşyalarımı çantama yerleştirirken hayatın beni sürüklediği bu noktayı düşünüyordum.

Çünkü yanımda o vardı. Eren Aykut.

Ama sevdiğim kişi olarak değil, arkadaşım olarak.

Bir ay önce bana verdiği sözü tutmuştu. Anonimken arkadaşım olmasının yanı sıra gerçekte de arkadaş olmuştuk. Daha doğrusu matematik sayesinde buna mecbur kalmıştık.

Gerçi bilseydi gerçekleri, benimle arkadaş kalır mıydı emin değilim. Anonimin ben olduğumu bilmesi, her şeyin sonu olabilirdi.

Bir ayda acım tamamen sökülüp gitmemişti. Ama garip bir şekilde artık daha iyiydim. Galiba onun mutluluğu bana da iyi gelmişti. Ya da sevgili olarak yan yana gelemesek de arkadaş olarak iyi bir ikili olmuştuk.

Bir gün ona söyleyecektim. Anonimin ben olduğunu. Ama şimdi olmazdı. Sude ile aralarındaki sorunu çözüp daha geçtiğimiz tatilde tam olarak birbirlerine açılmışlardı. Şimdi ikisine de bunu yapıp aralarında soruna neden olamazdım.

Telefonuma gelen mesaja göz attıktan sonra ayaklandım. "Babam gelmiş. Ben gideyim."

Eren benimle beraber ayaklanırken "Sude de gelmiş." dedi telefonuna göz atarken. Burukça gülümsedikten sonra yediklerimi ödeyip kafeden çıktım. Eren de hemen arkamdan geldi.

Kafenin önündeki arabada bekleyen babama ilerlediğimde babam arabadan indi. Bir Eren'e bir bana bakarken "Bitti mi dersiniz?" diye sordu. Başımı sallarken "Bugünkü konularımız bitti. Soru sayısını ve süre sayısını yazdım. Eve gidince anneme göstereceğim. Yanlışları bir kez tekrar ettim ama bir kez daha tekrar edip tamamen halledeceğim." dedikten sonra dudağımı ısırdım. Kendimi tutamayıp fazla detaya girmiştim.

Eren'e kaçamak bir bakış attığımda şaşkın bakışlarını gördüm. Kendimi toparlarken "Baba, bu Eren. Eşit ağırlık sınıfından çalışma ortağım." diyerek Eren'i tanıttığımda Eren gülümseyerek "Merhaba efendim." diye selam verdi.

Babam, Eren'e tereddütlü bakışlar atarken "Merhaba delikanlı." diye cevap verdi. Aramızda bir şey olup olmadığını sezmeye çalışıyordu. Çünkü erkek arkadaşım olursa derslerden geri kalacağımı düşünüp buna kesinlikle karşı çıkıyorlardı.

Birini sevmem bile yasaktı. Ne kadar komik değil mi?

"Eren!"

Sude'nin seslenişini duyduğumuzda bakışlarımız oraya döndü. Üzerindeki monta sıkı sıkı sarılırken yanımıza geldi. "Merhaba." diyerek kibarca selam verdiğinde ben de aynı şekilde ona karşılık verdim. Onları yan yana görmeye alışsam da yutkunma hissimi bastıramıyordum.

"Biz gidelim artık."

Babam beni onaylarken Eren ve Sude'ye görüşürüz diyerek arabaya bindim. Derin bir nefes alırken babam arabayı çalıştırmıştı. Oradan uzaklaşırken "Sevgililer mi?" diye sordu. Onaylayan mırıltılar çıkardığımda babam gülümsedi. Aramızda bir şey olmadığına rahatlamıştı.

Bir şey demeden bakışlarımı camdan dışarıya çevirdim. Yorulmuştum. Saatlerdir ara vermeden çalışmıştım. Eren ara sıra ara verse de ben vermemiştim çünkü eve gidince bunlar tek tek anneme detay verilecekti.

Gözlerim yorgunluktan kapanırken eve kadar kestireyim diyerek kendimi uykuya teslim ettim.

●●●

♤Selamün aleyküm ey okuyucularım! Nasılsınız? Ramazan nasıl gidiyor?

Zaman atlaması şarttı, olayların ilerlemesi için. Yavaş yavaş gidişata yön veriyoruz, hadi bakalım.

Gözyaşlarıma Dokundun | TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin