Sınır: 100 yorum, 160 vote.
______"O gün geldi çattı ha?"
Önümdeki denemeye bakarken kısık sesle konuşmuştum. Bartın beni başıyla onaylarken "Kaybeden-" dediğinde "Kazanın bir isteğini yapar." diye devam ettim. Rekabetçi bir gülümseme atarken Bartın arkasına yaslanıp "Ha illa kendimi zora sokacağım diyorsun?" dedi rahat bir ifadeyle.
Onun bu haline burun kıvırırken önüme döndüm. O büyük gün gelmişti. Sonunda Bartın'la deneme yarışması yapacaktık. Bunun için önce kütüphaneye gitmeyi düşündük ama denemeden sonra kontrol yaparken konuşmamız gerekeceği için bundan vazgeçtik ve kitap kafe tarzı bir yere geldik. Alt kat kafeyken üst kat ise ders çalışma alanından oluşuyordu. Birleşik bir yer olduğundan kısık sesle konuşmak sorun olmuyordu. Artı olarak biz erkenden geldiğimiz için boştu ve deneme yaparken bizi rahatsız edecek birileri yoktu.
Deneme kitapçığına bakarken derin bir nefes aldım. Onun ne kadar iyi yaptığını bilmesem de kendimin iyi yaptığını biliyordum. Bu beni biraz rahatlatsa da gerginliğim sürüyordu. Bartın boşuna iddialı konuşacak biri değildi ve ben kazanacağımdan çok emin konuşmuştum. Şimdi kaybedersem fena bozukacaktım.
"Hazır mısın?" Bartın sorumla beraber başını sallarken "2 saat 45 dakika dolduğu an kalemler bırakılır." diyerek minik bir uyarıda bulundum. Bu rekabetçi halim komiğine gitmiş olacak ki gülerken başını salladı ve kurşun kalemi eline aldı.
Rakip dişli çıkmıştı. Bir numaralı kural: Şimdiden kendini kurşun kaleme hazırlayan bir rakibiniz varsa ondan korkun!
Süreyi başlattığımda aynı anda çözmeye başladık. Ben direkt türkçeden başlarken o matematikten başlamıştı. Matematikten başlamıştı?
Kural iki: TYT denemesinde matematikten başlayan bir rakibiniz varsa koşarak uzaklaşın!
Stresimi kenara bırakmaya çalışarak sorulara odaklandım ve azimle hepsini çözmeye başladım.
~
On saniye kaldığını fark ettiğimde kalemi bırakıp derin bir nefes aldım. Beynim uyuşmuştu resmen. Süre bittiği an Bartın da kalemini bıraktığında bana döndü. "Geçmiş olsun rakip.""Sevgilimden rakipe geçtik ha?" diyerek ters ters baktığımda gülerek yanağımdan makas aldı. Biz denemedeyken birkaç kişi daha geldiğinden fazla sayıda olmayan masalar dolmaya başlamıştı.
Cevap anahtarını açıp ikimiz de ayrı ayrı kontrol etmeye başladık. Eşitlik olması açısından aynı denemeyi çözmüştük.
Denemeyi kontrol ederken salak saçma hatalar yaptığımı gördükçe kafamı duvarlara vurasım geliyordu. Göz ucuyla Bartın'a baktığımda ifadesizce denemeyi kontrol ettiğini gördüm. Gerçekten duygularını kontrol etmekte çok iyiydi ve bu, bu gibi durumlarda sinir bozucu oluyordu.
Bartın kontrolü bitirdiğinde arkasına yaslandı. Ben de kalan son sorularımı kontrol ettim ve ona döndüm. "Aynı anda söyleyelim?" Bartın önerime kafa salladığında üçten geriye saymaya başladım.
"3...2...1... 91 net."
"91.25 net."
Benim gözlerim şokla açılırken Bartın serseri bir gülüşle arkasına yaslandı. Ben az önce 0.25 netle mi yenilmiştim?
Kural üç: Övündüğünüz her şey avucunuzda patlar.
Başka zaman olsa buna asla takılmaz, Bartın adına gurur duyardım ama şu anki rekabetçi ruhum buna izin vermiyordu. Suratımı asarak arkama yaslandığımda Bartın'ın bakışlarını üstümde hissediyordum.
"İyi olduğumu söylememiş miydim daha önce?"
Ters ters ona bakarken "Insan bir teselli verir sevgilisine. Şuna bak, iyice rakip oldu çıktı başımıza." dediğimde sözlerimden hiç etkilenmeden gülmeye devam etti. Kafasını öne eğip güldüğünde bakışlarımı kaçırdım. Trip atmak istiyorsam ona bakmamalıydım çünkü her hareketi kalbime dokunduğundan hemen yumuşuyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gözyaşlarıma Dokundun | Texting
Teen FictionEva: Sana yabancı bir şarkıda geçen, bir kısmın çevirisini ithaf etmek istiyorum... Eva: Sevgili günlük, Eva: Bugün bir çocukla tanıştım. Eva: O benim donuk kalbimi, neşeyle aydınlattı... Eva: Teşekkür ederim hayatıma girdiğin için :)) _____ #dostlu...