8.6

1.7K 151 32
                                    

Kartı okutup kapıyı açtıktan sonra derin bir nefes aldım. Yüzüme yapışan ıslak saçlarımı geri attıktan sonra kendi odama girdim. 4 gün buradaydık. Kaldığımız otel oldukça büyüktü. Denize kıyısı olduğu için ister denizde isterse oteldeki çeşitli havuzlarda yüzebiliyordun. Annemle babam bütün aile servetimizi buraya yatırmış bile olabilirdi.

Onlar aşağıda yüzmeye devam ederken şarjdaki telefonum için yukarı çıktım. Dolan telefonumu şarjdan çıkarıp odadaki tekli koltuğa oturdum. Telefon umrumda değildi aslında. Sadece Bartın'ın sesini duymak için telefon bahanesiyle yukarı çıkmıştım.

Beklemeden Bartın'ın numarasını tuşlayıp telefonu kulağıma rastladım. Birkaç saniye sonra kulağıma yorgun sesi geldi. "Güzelim?" Bu dört gündür durmadan çalışıyordu. Çalıştığı yerde iş olmayınca ek işler kovalıyordu ama asla boş durmuyordu. Birkaç kere gece yazdığım mesaja aniden dönmesinden de gece uyumadığını anlamıştım. Muhtemelen gündüz işe çalışırken geceleri de ders çalışıyordu. Bu yüzden de en fazla birkaç saat uyuyordu.

Daha kötüsü bunları bana kendisi anlatmıyordu. Ben bu detayları söylediği şeylerden yakalıyordum.

Bartın kötüydü. Ve daha da kötüye gitmesinden korkuyordum. Üstüne gitmek istemiyordum ve buradayken elimden başka bir şey gelmiyordu.

Sesimi neşeli tutarak "Bartın!" dedim. "Nasılsın, ne yapıyorsun?" Benim neşeli sesim ona da iyi gelecekti, bunu bildiğimden en iyi halimle konuşmaya çalışıyordum. Tahmin ettiğim gibi de olmuştu. Bartın az öncekine nazaran daha iyi bir sesle "Senin sesini duymuşken iyi olmamam mümkün mü?" dediğinde güldüm. Tam cevap verecektim ki arkadan gelen sesle durdum.

"Bartın!"

Uzata uzata konuşurken Bartın'a yaklaşan bir sesti. Hem de bir kız sesiydi.

Ben daha ne olduğunu soramadan Bartın "Elis ben seni beş dakika sonra arayacağım." dedi ve telefonu kapattı. Şok içinde telefonu kulağımdan çektiğimde boş boş telefona baktım. Bu bir şaka olmalıydı. Sertçe yutkunurken telefona keskin bakışlar atıyordum.

Derin bir nefes alıp gülümsemeye çalıştım. Ne olacak canım? dedim içimden. Altıüstü sevgilimle konuşurken nereden geldiği belli olmayan bir kız sesi duydum ve kız neredeyse aşkla sevgilimin adını haykırıyordu. Buna karşılık sevgilim de seni arayacağım diyerek telefonu kapattı. Pardon, yüzüme kapattı.

Hiç de bir şey yokmuş!

Tam beş dakika boyunca odada bir o tarafa bir bu tarafa gidip durdum. Sinirden saçlarımı yola evresine emin adımlarla gidiyordum ki telefonum çaldı. Beklemeden telefonu açtığımda Bartın'ın "Kusura bakma güzelim." deyişini duydum.

Istemsizce alayla gülerken "Ne kusuru estağfurullah. Olabilir böyle şeyler." dediğimde "Sen kızdın mı?" diye sordu. Bu soru benim cinlerimi daha çok tepeme çıkarırken "Niye kızayım?" dedim öfkeyle. "Kızın biri aşkla sevgilimin adını haykırıyorsa ne var yani? Sevgilim o kız yüzünden yüzüme kapattıysa ne var yani? Bunlar kızılacak şeyler mi? Hiç! Tabii ki aptal aptal kıskançlık krizine girip kızın ses tellerini yolmayı istemedim! Sen beni tanımıyor musun sanki!"

Sonunda sustuğumda dediğim her şey tokat gibi yüzüme çarptı. Sessizce yutkunurken tek elimle alnıma vurdum. Tamam, kıskanç biri olduğumu biliyordum ama bu kadarını ben de beklemiyordum!

Bartın'ın güldüğünü duyduğumda "Bu sana komik mi geldi?" dedim aksi bir sesle. Bartın onaylarcasına mırıldanırken "Sanki bana biraz kıskanmışsın gibi geldi." dedi. "Ne münasebet." derken rol yapmaya devam ediyordum. Az önce öfke patlamaması yaşamamış gibi davranmakta kararlıydım.

Gözyaşlarıma Dokundun | TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin