Şansım mıydı, kaderim mi bilmiyordum ama mutluyum dediğim anlarda yakalıyordu hayat beni. Yakalamakla kalmıyor, kuru bir yaprak gibi oradan oraya sürüklüyordu.
Bir haftadır enkazdım. Uyumak ve ağlamak dışında sadece arada bir zorlukla ders çalışıyordum. Bütün yaşıtlarımın bana olan alaycı bakışları eşliğinde okula gitmek zordu. Bunun yanı sıra henüz bizimkilerden özür bile dileyememiştim. Onlara söylemediğim bu mevzu, onları da şoka uğratmıştı. Öte yandan ne Eren ne de Sude benimle konuşmaya gelmişti. Ben atak yapmak istemiştim ama Eren bunu istemediğini açıkça belli etmişti. Beni gördüğü yerde kaçıyordu, mesajlarıma dönmüyordu. Sude ile aralarının bozulduğunu da anlamak zor değildi.
Ve bunca şeyin tek sorumlusu bendim.
En başından böyle bir şeye kalkışmamalıydım. Sonunu düşünmem gerekti. Şu anda olduğum duruma düşeceğimi tahmin etmeliydim.
Başım öne eğik bir şekilde sınıfa girdiğimde sessizce yerime oturdum. Arya'nın çantası sırada olmadığına göre henüz gelmemişti. Buna şaşırmıyordum çünkü ben çok erken geliyordum. Sınıfta sadece birkaç kişi vardı. Neyse ki itiraf sayfasında yazılanları çoktan unutmuş olan kişilerdi.
Başımdaki takmaktan vazgeçemediğim beremi sıranın altına koyacağım sıra hissettiğim kutuyla başımı eğip sıranın altına baktım. Süt kahve rengindeki fazla büyük olmayan dikdörtgen kutuyu elime aldıktan sonra yavaşça masanın üstüne koydum. Kime ait olduğunu bilmediğim için açmamaya karar vermiştim. Ta ki kenarında adımı görene kadar.
Kutunun kapağını kaldırıp içindekine baktığımda siyah bir kağıda beyaz kalemle yazılmış bir not karşıladı beni. Üzerinde sanırsam bir şarkı sözü yazıyordu ama şarkıyı bilmiyordum.
Tüm renkler boyandı siyah ile
Ben kaldım kendi kendime
Ve sonra gözyaşlarıma dokundun
Gözyaşlarıma dokundun-Sadece gözyaşlarıma değil, tüm ruhuma dokundun sen Elis. Bana izin ver, ben de senin gözyaşlarına dokunayım...
Notun kaldırdığımda altındaki kar küresini gördüm. En minik boyutta olanlardandı. İçinde elinde çiçek olan küçük bir kız figürü vardı. Kar küresinin arkasında da bir not vardı.
Büyük bir şey alıp seni zor durumda bırakmak istemedim. Bunu görünce direkt aklıma sen geldin, sanki aklımdan çıkıyormuşsun gibi... Neyse. Engelimi kaldır Elis. Seni daha fazla kötü görmek istemiyorum. Yanında olmak istiyorum.
Bir elimdeki nota bir de kar küresine bakarken derin bir nefes aldım. O akşam konuştuğum kişiyi çoktan unutmuştum bile. Ve onun da beni unuttuğunu düşünüyordum. Ama unutmamıştı. Hatta bana bir hediye almıştı. Kimdi bilmiyordum. Engeli kaldırmalı mıydım, onu da bilmiyordum. Bilinmezlikler arasında sürüklenirken sadece tükeniyordum.
●●●
♤Sizce Eva engeli kaldırmalı mı?
Ya da bundan sonra nasıl bir yolda ilerlemeli? Siz olsanız ne yapardınız?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gözyaşlarıma Dokundun | Texting
Novela JuvenilEva: Sana yabancı bir şarkıda geçen, bir kısmın çevirisini ithaf etmek istiyorum... Eva: Sevgili günlük, Eva: Bugün bir çocukla tanıştım. Eva: O benim donuk kalbimi, neşeyle aydınlattı... Eva: Teşekkür ederim hayatıma girdiğin için :)) _____ #dostlu...