5.2

5K 260 29
                                    

Bakışlarım bizimkilere dönerken "Ben birazdan gelirim." dedim. Ardından yavaş adımlarla Eren'in yanına gittim. Bütün vücudum gerilmişti.

İkimizde anlaşmış gibi bahçenin köşesindeki banka yürüdük. Dizilerdeki ya da kitaplardaki gibi tüm gözler bize dönmese de bahçe oldukça kalabalıktı. Benim ve Eren'in tanıdığı birkaç kişinin bize baktığını hissettmiştim ki bu bile oldukça rahatsız edici bir histi.

Bankın birer köşesine oturup aramızda yeterince mesafe bıraktıktan sonra birbirimize baktık. "Öncelikle nasılsın?" diye sordu Eren. Benim gibi o da çekiniyordu. Normalde rahat biriydi, iletişim kurmakta zorlanmazdı ama şu anki durum ikimiz için de garipti.

"İyiyim. Sen?" Sorusunu kısaca cevapladığımda "Ben de iyiyim." diye cevap verdi. İkimiz birkaç saniyeliğine sustuğumuzda "Sude ile aranız düzeldi mi?" diye sordum.

Sorumla beraber Eren'in yüzünde huzur dolu bir gülümseme oluştu. "Düzeldi bu sabah. Sonra da seninle hala konuşmaya gelmedim diye beni azarladı."

İstemsizce gülerken "Sude çok tatlı biri." dedim samimiyetle. "Ama haklıydı. Seni beklettiğim için özür dilerim." Başımı olumsuz anlamda sallarken "İkimizin de zamana ihtiyacı vardı. Sorun değil o yüzden." diye cevap verdim.

Eren derin bir nefes aldı. "Aslında konumuz ne, nereden başlayacağım, ne diyeceğim hiç bilmiyorum Eva. Kaç gündür düşünüyorum ama tık yok."

Ben de derin bir nefes aldım. "İtiraf etmem gerekirse ben de bilmiyorum Eren. Ama durumumuza bakılacak olursa konuşması, anlatması gereken benim." Hafifçe tebessüm edip devam ettim.

"Sude sana konuştuklarımızı anlatmıştır zaten. Ben o gün bir şeyi fark ettim. Sen sadece arkadaşım olarak kalmışsın bende. İnsan bir işin içindeyken bazı şeyleri idrak edemiyor. Olaya dışarıdan bakıp sakin kafayla düşündüğünde anlıyorsun. Öncesinde sana karşı hissettiklerim sevgi miydi basit bir hoşlantı mıydı hala bilmiyorum ama bildiğim tek şey bizden zaten çift olmazmış. Arkadaş olurmuş. Birbirimizi daha iyi tanıdığımız o bir ay zaten bunun kanıtıymış. O yüzden şunu içtenlikle söyleyebilirim ki seni sadece arkadaş olarak görüyorum. Seni de Sude'yi de."

Eren, sözlerimin ardından genişçe gülümsedi. "Bunları zaten tahmin ediyordum ama senin ağzından duymak daha iyi hissettirdi. Çünkü seni üzmek, isteyeceğim son şey bile olamaz Eva. Sana değer veriyorum."

"Ben de sana değer veriyorum. Ama..." Söyleyeceklerim için kendimi toparladım.

"Ama?"

"Galiba aramıza biraz daha mesafe koymalıyız. Bu söylediğimi yanlış anlama olur mu? Seninle arkadaş olmak isterdim ama bu durumda olmaz. Sude çok anlayışlı biri olabilir ama yine de içten içe rahatsız olur. Kendimi onun yerine koyduğumda bunu rahatlıkla tahmin edebiliyorum. Yardıma ihtiyacımız olduğu zamanlar yine birbirimize yardım ederiz ama o kadar. Onun dışında artık görüşmesek daha iyi olur. Matematik dersi eşleşmesi de zaten birinci sınavlara kadardı. İki gün sonra sınavlar başlıyor."

Burukça gülümseyerek baktım. "Yani bu bizim son konuşmamız."

Bunun böyle olması şarttı. Sude'nin içindeki en ufak rahatsızlığa sebep olmak istemezdim. Ayrıca... Mey de vardı. O beni sevdiğini söylerken Eren ile arkadaş olup ona acı çektirmek istemezdim. Mey önemliydi. Onun üzülmesini istemiyordum.

Eren'in de yüzünde buruk bir tebessüm oluştu. Bizim hüznümüzün hoşlanmakla bir alakası yoktu. Bu hüzün, iki arkadaşın birbirine veda etmesinin hüznüydü. Eren Aykut, benim sadece hoşlandığım kişi değil; iyi bir arkadaşım da olmuştu.

"Olsun." dedi. "En azından bir gün başka bir yerlerde karşılaşırsak birbirimize selam verecek yüzümüz var."

Onu onaylarcasına başımı salladığımda ayağa kalktı. Ben de onunla birlikte ayağa kalktığımda elini bana doğru uzattı. "Seninle tanıştığım için mutluyum Eva. Her iki türlü de."

Uzattığı eli tutup sıkarken "Ben de öyle." dedim gülümseyerek.

Birkaç saniye sonra ellerimizi geri çektiğimizde "Kendine iyi bak yaşamayan sayısalcı." dedi gülerek. "Sen de kendine iyi bak Eren. Ve Sude'ye de."

Eliyle 'okey' işareti yaparak okula giderken ben de hafifçe el salladım.

Sonunda okul binasına girip gözden kaybolduğunda derin bir nefes aldım. Galiba şimdi tamamen bitmişti.

●●●

♤Waow. Bir günde iki taslak bölüm yazan bir papattyamsenn mi? Başımıza taş yağacak arkadaşlar...

-Nasıl buldunuz bölümü? Bu bölüm ilk başından beri aklımdaydı. Eren ve Eva arkadaş olarak kalabilir miydi? Belki. Ama Eva'nın dediği gibi Sude ve Mey ile empati yapsak... Ben de bundan rahatsızlık duyabilirdim. Hep bir 'acaba' sorusu beynimde dönerdi. Bu da sağlıksız bir ilişkiye yol açardı. O yüzden böylesi bence daha iyi oldu. Sizce?

Gözyaşlarıma Dokundun | TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin