9.9

1K 87 45
                                    

Hemşire içeri girdiğinde yüzümde bir gülümseme oluştu. Nevra gelmişti.

Hemşire "Emzirme vakti." diyerek bebeği Ceren ablaya teslim ettiğinde sessizce Nevra'nın karnını doyurmasını bekledim. Sonunda doyduğunda hemşire "Biraz sizinle dursun. Almaya gelirim." diyerek odadan çıktı. Nevra erken doğum olduğu için kuvözde kalması gerekiyordu. Bu yüzden onu daha rahatça sevememiştik.

Ceren abla, Nevra'yı bana uzattığında itiraz etmeden dikkatlice aldım. Arya ve Dilay birer yanımdayken kucağımda yatıyordu. Yanakları tombul tombuldu. Erken doğum olmasına rağmen şimdiden çok güzeldi. Gözleri renkliydi ama büyüdükçe kahveye dönebilme ihtimali de vardı.

"Sen doydun mu bebeğim?" Yanağını severken konuştuğumda dudakları balık gibi açınıp kapandı. Onun bu haline gülerken "Abin uyanacak değil mi bugün Nevra?" diye fısıldadım. Neredeyse bir gün olacaktı. Ve Bartın hala uyanmamıştı. Biraz daha uyanmazsa bu tehlikeye işaretti. Artık uyanmalıydı...

"Senin ellerini yerim ya!" Arya'nın tatlı tatlı konuşmasına gülerken Dilay da "Ben de yanaklarını yiyebilirim." diye ekledi. "Olmaz de aşkım. Olmaz de Nevra. Kimse yiyemez beni de bebeğim." Nevra beni anlıyormuş gibi konuşmama hep birlikte gülerken onu incitmeden biraz daha sevdik.

Hemşire gelip Nevra'yı aldığında odama geçtim. Kızlar, Ceren ablanın yanında; erkekler de Bartın'ın yanında kalıyordu. Böyle olmasını ben istemiştim. Annemle babam zaten benim yanımdaydı.

Odama geçeli henüz on dakika olmuşken doktorum geldi. Kısa bir kontrolün ardından "Durumun gayet iyi Eva ama vücudunun dinlenmeye ihtiyacı var. Seni taburcu edersem pek dinleneceğe benzemiyorsun o yüzden akşama kadar burada kalmanda fayda var. Taburcu olana kadar beni dinle ve dinlen." dediğinde başımı salladım. Ben de bedenimin yorgun olduğunun farkındaydım ama dinlenirken rahat hissetmiyordum.

"Şimdi sana iğne yaptıracağım. Rahat uyuyamadığını duydum. Birkaç saat iyice uyu."

"Gerek yo-"

"Teşekkürler Doktor Bey." Annem sözümü bölerek konuştuğunda doktorum odadan çıktı. Çatık kaşlarla anneme döndüğümde "Uykunda sayıklıyorsun, boncuk boncuk terliyorsun Eva. Vücudun bir türlü dinlenemiyor. Sadece birkaç saat rahatça uyuyacaksın." diyerek kendini savundu. Ona hak verdim. Her gözümü kapattığımda kabuslar görüyordum. Ama şu anda uyumak istemiyordum, Bartın'dan her an haber gelebilir diye.

Hemşire içeri girdiğinde itiraz etme şansım kalmadı. İğnenin içindeki sıvı, kanıma karışırken uykunun bastırdığını hissettim. Uyku şiddeti yavaş yavaş artarken daha fazla direnemedim.
____

"Eva... Eva..."

İsmimin sayıklanması beni gerçek dünyaya çağırırken gözlerimi kırpıştırarak açtım. Dibimde dikilen Arya'ya anlamsız bakışlarla bakarken "Ne oldu?" diye sordum kuru bir sesle.

"Ayla abla, seni uyandırdığım için beni kesecek ama..."

Yatakta doğrulurken "Arya düzgünce söyle. Bartın'a bir şey mi oldu?" diye sordum stresle. Arya başını iki yana salladığında derin bir nefes aldım. "Bartın uyandı Eva."

Bartın. Uyandı. Bartın uyandı.

Bartın uyanmıştı!

"Ge-gerçekten mi?" Sesimin titremesine engel olamazken Arya gülümseyerek baktı bana. "Evet, uyandı. Dahası senin iyi olduğuna ve uyuduğuna ikna edemedik onu. Neredeyse yataktan kalkıp seni görmeye gelecekti. O yüzden seni uyandırmak zorunda kaldım. Seni gözüyle görmeden inanmayacak çünkü."

Dudağımın kenarı yukarı doğru kıvrılırken huzurla nefes aldım. Onun yerinde olsaydım ben de inanmazdım. Galiba söz konusu sevdiklerimiz olunca ikimiz de benzer özelliklere sahip oluyorduk.

Gözyaşlarıma Dokundun | TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin