3.4

5.7K 286 109
                                    

"Anne, lütfen. Söz veriyorum gelince çalışacağım. Zaten geldiğimde yanlışlarımın üzerinden geçtim. Geldiğimde de 200 soru daha çözerim."

Ben annemi ikna etmeye çalışırken o ise beni umursamadan bilgisayarı ile ilgileniyordu. Elimi alnıma koyup derin bir nefes aldım.

"Anne... Neden bu kadar katısın?" Gözlerimin dolmasına engel olmamıştım. İki saat arkadaşlarımla takılmak için bu kadar çaba sarf etmek istemiyordum. Bundan çok yorulmuştum.

"Bugün zaten dışarı çıkma hakkını kullandın Eva. Şimdi ders çalışman gerek. Yarın deneme sınavın var."

Daha fazla ısrar etmek istemesem de son bir kez daha şansımı denedim. "Bugün kafede zaten günlük çözmem gereken soru sayısı kadar soru çözdüm. Eğer gidip gelirsem 200 soru daha çözeceğim. Eğer gitmezsem zaten birazdan uykum gelecek ve hiç devam edemeyeceğim."

Annem sonunda bakışlarını bana çevirip kısa bir bakış attı. Dediklerimi tarttığına emindim. Ve eğer ki onu biraz tanıyorsam bu sefer onu ikna etmiştim.

"Tamam." dedi pes etmişlikle. "Ama dönerken dikkat et. Ve gelince o söz tutulsun."

Başımı hevesle sallarken çoktan montumu giymeye başlamıştım. Kenardaki lacivert beremi ve aynı renk atkımı da taktım. Parkta üşümek istemezdim. Ayakkabılarımı giydikten sonra hızlıca evden çıktım.

Delilendik

Eva: Hala parktasınız dimi?

Yalın: Evet.

Eva: Tamam, geliyorum ben de. Anca izin alabildim.

Arya: Dikkatli gel bebeğim.

Eva: Tamamm

Sohbetten çıkıp adımlarımı hızlandırdım. Normalde okula otobüsle gidiyordum ama şimdi yürüyecektim. Saat geç olduğundan otobüsün hemen gelmeme ihtimali vardı. Beklemek istemiyordum. Hızlı gidersem çok sürmeden oraya varırdım.

Hızlıca yürürken yine kendi kendime düşünme seansı yaşıyordum. İki ay öncesine kadar tek arkadaşım Feyza iken şimdi kalabalık bir arkadaş grubum vardı. Daha önemlisi kendimi kısıtlamadığım.

Feyza ile olan arkadaşlığımdan pişman değildim ama şimdi uzaktan bakınca böylesi daha iyi olmuş diyordum. Ara sıra anılarımıza dair özlem oluşsa da biz birbirimizi çok yormuştuk. İki taraf için de en iyisi buydu.

Son bir ayda onun da Aryalar ile arası açılmıştı. Bu ister istemez oluyordu çünkü Bartın, Feyza ile yakın olmak istemiyordu. Diğerleri de tabii ki Bartın'a saygı duyuyor ve aralarına gereken mesafeyi koyuyorlardı. Bazen onu yalnız başına gördüğümde yanına gitmemek için çabalıyordum. Ona bazen üzülsem de biliyordum ki bizden bir daha arkadaş olmazdı.

Parka yaklaştığımda bizimkileri gördüm. Paytak paytak koşup yanlarına vardığımda kolumu Arya'nın omzuna atıp "Selam!" dedim uzatarak. Karşı karşıya olan uzun banklardan birinde Yalın, Uraz, Ediz oturuyordu. Benim oturduğum bankta ise Arya ve Dilay oturuyordu. Bartın ise ne işe yaradığını anlayamadığım bir beton parçasının üzerinde oturuyordu.

Arya "Hoş geldin çillim." derken Yalın elindeki sigarasını bitmemesine rağmen söndürüp kenardaki çöpe attı. Bundan şikayetçi değildim çünkü açık hava da olsa kokusu geliyordu. Bartın ise bakışlarını etrafta gezdirirken sigarasına devam ediyordu. İkisinin de hiç içmemesini dilerdim.

Gözyaşlarıma Dokundun | TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin