Bize şahit olan ilk şeydi sokaklar.
Yan yana eve doğru inerken heyecandan konuşamıyorduk bile. Kalbim öyle hızlı atıyordu ki, kanatlanıp uçmak isteyen bir güvercin gibiydi. Yüzümde utanmış ama çok mutlu olan bir gülümsemenin izleri dururken Bartın'ın sesiyle ona döndüm.
"Elis..." Adım atmayı kestiğinde ben de durarak ona baktım. Göz göze gelişimiz kirpiklerimi bile titretirken onun da ne kadar heyecanlı olduğunu gördüm.
Titreyen elini tereddütle bana doğru uzatıp elimi tuttuktan sonra elimi kalbinin üzerine götürdü. Benimki gibi hızlı hızlı çarpan kalbi, elimin altında kendini belli ederken elimin üstündeki eli içimi ısıtıyordu.
Bakışlarını gözlerime kenetlerken "Çok hızlı atıyor. Seninki de böyle mi?" diye sorduğunda hipnoz olmuşcasına yavaş yavaş başımı salladım. "Buradasın..." dedi. "Karşımdasın."
Onaylamamı beklediğinde bir kez daha salladım başımı. Bu sefer sormaktan korkarcasına konuştu. "Ve sevgilimsin?"
Sevgilim... Çok sevdiğim... Çok seveceğim...
Dudaklarımın arasından çıkan titrek bir nefes gecenin karanlığına karışırken yutkunarak başımı salladım. Bartın bu hareketimle kalbinin üzerindeki elimi daha sıkı sıkı tutarken "Öyle korkuyorum ki." dedi titrek bir sesle. "Bir rüyada olmaktan, ellerimin arasından kayıp gitmenden... Kimsesiz kalmaktan..."
Ses tonu... Sadece ses tonu bile beni günlerce ağlatabilirdi. Küçük bir çocuğun hüznüne boğulmuş gibiydi sesi. Ve gözleri... Buram buram korku doluydu bakışları.
"Korkma." diyebildim sonunda. "Ben buradayım ve gerçeğim. Kalbinin nasıl attığını hissediyorum. Dahası... Benim kalbimin de aynı şekilde attığını biliyorum."
Yüzü sonunda gülümseme oluşurken başını öne eğip güldü. Bu hali karşısında içim erirken elimi kalbinin üstünden çekip elini tuttum. Bugün içimden geldiği gibi davranma günüydü. Hissettiklerimi özgürce söyleyebilme günüydü.
"Sen bana evimi bulmuşum gibi hissettirdin Bartın. Ben artık senden nasıl vazgeçeyim?"
Bartın sözlerimle donakalırken bunu beklemediğini anladım. Bu içten içe utansam da bunu görmezden gelip Bartın'ın tatlı şaşkınlığına odaklandım.
Söylediklerimi sonunda idrak etmiş olacak ki gözlerindeki parıltıyla baktı bana. Sadece susmadı. Gözlerimin içine bakarken konuşmaya devam etti.
"Büyük konuşmak, bilmediğim gelecek hakkında atıp tutmak istemiyorum ama bil ki Elis; şu an gözlerinin içine baktığın ben, ömrüm boyunca seni yanımda görmek istiyorum."
Söyledikleri beni daha da gülümsetirken verebileceğim en iyi cevabı verebilmek için ona doğru yaklaştım ve kollarımı boynuna doladım. Sıkı sıkı sarıldığımda beklemeden kollarını belime doladı.
Sadece birkaç saniye sonunda bu sefer o beni şaşırttı. Beni sıkı sıkıya tutarken kendi etrafında dönmeye başladığında kahkaha atmaya başladım. Ben düşmemek için ona sıkıca tutunurken o beni döndürmeye devam etti.
Ve yine dediğim gibi. Bize ilk kez sokaklar şahit oldu. Bize, aramızdaki bağa, kahkahalarımıza... Biz o gece bir olduk. Bir daha ayrılmamak üzere söz vererek...
___Bartın: Elis?
Eva: Efendim?
Bartın: Hala sevgilimsin?
Eva: Fksbckdbfmdbcndb
Eva: Çok şapşalsın
Eva: Yerimm
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gözyaşlarıma Dokundun | Texting
Teen FictionEva: Sana yabancı bir şarkıda geçen, bir kısmın çevirisini ithaf etmek istiyorum... Eva: Sevgili günlük, Eva: Bugün bir çocukla tanıştım. Eva: O benim donuk kalbimi, neşeyle aydınlattı... Eva: Teşekkür ederim hayatıma girdiğin için :)) _____ #dostlu...