1 ay sonra:
"Anne ben çıkıyorum."
"Tamam güle güle git. Allah zihin açıklığı versin."
"Amin." derken çoktan merdivenleri inmeye başlamıştım. Kapıyı açıp binadan çıktığımda gökyüzünün maviliğine bakıp gülümsedim. Hava o kadar güzeldi ki, insanın içini kıpır kıpır yapmaya yetiyordu.
Mayıs ayının başlarındaydık. Birinci sınavlar bitmiş, ikinci sınavların gelmesine 20 gün kadar kalmıştı. İkinci dönemin birinci sınav haftaları benim açımdan oldukça dolu dolu geçmişti.
Öncelikle sınavlara güzelce hazırlanıp yüksek notlar almıştım. Ortalamam şu anda gayet iyiydi. Derslerden fırsat buldukça Mey ile konuşmuştuk. Onunla konuştukça, onun hakkında yeni bir şeyler öğreniyordum. Onun içini gördükçe daha da içim ısınıyordu. Buna rağmen onu bulmaya hiç çalışmadım. Merak ediyordum ama şu anlık onu tanımaya, mutlu olmaya odaklanmıştım.
Onunla konuşmalarımın yanı sıra bizimkilerle de vakit geçiriyordum. Aramızda artık arkadaşlıktan öte, kardeşlik bağı oluşmuş gibiydi.
Tüm bunlarla beraber birkaç kere daha sanayiye gitmiştim. Ama bu sefer babam yoktu. Bartın'la beraber gitmiştim. Garip bir şekilde sanayiye gitmek bana iyi geliyordu. Oradaki çayı içip Bartın'ın yaptığı işleri izlerken stresimi atıyordum. Hatta bana bu hafta sonu için söz vermişti. Ona yardım edecektim araba tamir etmesinde.
Telefonumun titremesiyle gülümseyerek telefonu cebimden çıkardım. Mey mesaj atmış olmalıydı.
Mey: Günaydın güzelim.
Mey: Erkencisin?
Gülümsedim. Mesajın ondan geldiğini biliyordum. Güzelim kelimesini son bir aydır sık kullanır olmuştu. Rahatsız mıydım? Hiç sanmıyorum.
Eva: Bugün otobüsle değil, yürüme gitmeyi tercih ettim
Eva: De, sen nereden biliyorsun bunu?
Eva: Beni mi takip ediyorsun?
Mey: Takip etmek demeyelim de
Mey: Sabahları seni görmek iyi geliyor diyelim.
Yürürken arkamdan gelen adım seslerini duydum. Arkamı dönmek istesem de yapmadım.
Eva: Duyduğum adım sesleri sana mı ait?
Adım sesleri bir an durur gibi oldu. Ama sonra devam etti.
Mey: Evet,
Mey: O adım sesleri bana ait.
Eva: Ya arkamı dönersem?
Mey: Dönmezsin biliyorum.
Mey: Şimdi gelsem, önüne geçsem, istemiyorum ama bak bana desem
Mey: Kafanı çevirirsin sen.
Mey: Rahatsız olduğum bir şeyi yapmak istemezsin çünkü.
Eva: Teşekkür ederim Mey.
Eva: Beni bu kadar iyi tanıdığın ve tanımaya devam ettiğin için.
Eva: Şimdi sen bana teşekküre gerek yok demeden önce bir şey sorayım.
Eva: Buralarda mı oturuyorsun? Arkamdan geldiğine göre.
Mey: Aslında hayır.
Mey: Güzel bir çiçeğin hatrına yolumu biraz uzatıyorum diyelim sadece.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gözyaşlarıma Dokundun | Texting
Teen FictionEva: Sana yabancı bir şarkıda geçen, bir kısmın çevirisini ithaf etmek istiyorum... Eva: Sevgili günlük, Eva: Bugün bir çocukla tanıştım. Eva: O benim donuk kalbimi, neşeyle aydınlattı... Eva: Teşekkür ederim hayatıma girdiğin için :)) _____ #dostlu...