7.0

4.7K 293 94
                                    

"Selam... Babaanne..."

Elimi toprakta gezdirirken dolan gözlerimi kırpıştırdım. Daha ilk dakikadan ağlamak istemiyordum. Derin bir nefes alırken mezar taşını okudum bir kez daha.

Ayşe Arınç

"Seni çok özledim. Buraya gelince ayrı bir dokunuyor özlemim. Ama iyiyim merak etme." Beceriksizce gülümseye çalıştım. Ona gelmesem olmazdı. İçimi dökmem gerekti. Ayrıca yaşadıklarımı anlatacağım ilk kişi oydu.

"Son gelişimden bu yana o kadar çok şey değişti ki babaanne. Burada olsaydın dizlerine yatar, öyle anlatırdım. Bu soğuk mezar taşına sarılarak değil..."

Ne kadar engellemeye çalışsam da birer gözyaşı kayıp gitti gözlerimden. Elimin tersiyle onları silerken konuyu değiştirdim.

"Yine de nerede olursan ol, beni duyacağını biliyorum. Bundan içim rahat. Hem bugün yas günü değil. Sana güzel şeyler anlatmaya geldim."

Duygularımı en rahat açabildiğim kişi oydu. Bunun verdiği huzurla döktüm içimi.

"Sen gittiğinde ben Elis olmayı bırakmıştım. Sadece Eva olmuştum. Çünkü kimse senin kadar sıcak hissettirmiyordu bana. O yüzden sen gidince çok üşümüştüm. Ve çok uzun zamandır da üşüyordum.

Ta ki hayatıma o girene kadar."

Dudaklarımda bir gülümseme belirdi. Onu düşünmek bile huzur verdi bana.

"Bartın Karayel. Adı bu. Aynı yaştayız. Yan okulda okuyor. Böyle esmer birisi. Gözleri kahverengi ağırlıklı ela renginde. Yanakları içe çökük, çene hattı belirgin. Benden 10-15 santim kadar uzun."

Söylediğim şeylerin farkına varırken kaşlarımı çattım. Tek elimle kafamı kaşırken "Ben onu bu kadar incelemiş miyim ya?" diye mırıldandım. Ona bu kadar dikkat ettiğimi yeni fark ediyordum.

Kendi kendime utanırken "Neyse." dedim. "Onunla tanışma hikayemiz çok uzun. Ama hissetiklerimi bir cümleyle anlatabilirim sana babaanne."

Bakışlarımı gökyüzüne çevirip çocuksu bir heyecanla gülümsedim. "Ben artık üşümüyorum."

Saçlarımı kulağımın arkasına sıkıştırırken devam ettim sözlerime.

"O varken hatta sadece onu düşünürken bile sımsıcak oluyorum. Öylesine güzel ki. Üşüdüğü için sobanın kenarına yanaşmış ısınmaya çalışan bir kedi yavrusu kadar huzurlu hissediyorum. Ve güveniyorum da. Hata yapsam bile o benim arkamda diyebileceğim biri oldu bana. Nasıl yaptı, nasıl etti bilmiyorum ama... Yaptı işte."

Bunları kendime de ilk defa sesli bir şekilde söylüyordum. Bunları duymak heyecan verici olduğu kadar beni korkutuyordu da. Çünkü daha önce deneyimlemediğim kadar güzeldi.

Evet, daha önce Eren'den hoşlanmıştım. Bunu inkar etmiyordum. Ama şimdi baktığımda, hissettiklerimin arasında dağlar kadar fark vardı. Ben, Eren'den hoşlanmıştım çünkü iyi biriydi. Eğer ben o zamanlar köpeklerimden ayrılmamış olsaydım ya da Eren tesadüfen o köpeği sevmemiş olsaydı ben Eren'den hoşlanmazdım. Çünkü dikkatimi sadece o an çektiği için sonradan onu izlemeye başlamıştım. Belki de bu yüzden sevdiğimi sanmıştım. Ama yanılmıştım.

Gözyaşlarıma Dokundun | TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin