"Eva! Sofraya gel!"
Annemin seslenmesiyle kalemi masaya bırakıp gözlerimi ovaladım. Bugün ekstra başım ağrıyordu. Ders çalıştıkça daha da artmıştı. Bu yüzden uyku bastırmıştı.
Esneye esneye mutfağa gidip masaya oturdum. Annem yemekleri koyup yerine oturduğunda babamla ikisinin üstündeki gerginliği fark ettim. İstemsizce ben de gerildim. Oturduğum sandalyede dikleşirken "Bir şey mi oldu?" diye sordum korkarak.
Annem tabağındaki bakışlarını bana çevirip sertçe baktı. "Okul çıkışı niye geç geldin eve Eva?"
Kaşlarım çatılırken "Kütüphane-" diye cümleye başladım ama sözümü kesti sertçe. "Doğruyu söyle Eva!"
Korkuyla irkilirken neden böyle davrandıklarına anlam vermeye çalışıyordum. Bir şey yapmamıştım ki. Neyin bedelini ödüyordum şimdi?
Benim suskun kalmamla "Gezdiğin oğlanlardan bahzet mesela Eva." dedi annem. Parçalar yavaş yavaş yerine oturdu. Bartın'dan bahsediyorlardı. Muhtemelen tek meziyetleri dedikodu yapmak olan apartmandaki komşulardan biri söylemişti.
"Anne, Bartın'la yolda karşılaştık. Evi buralarda diye beraber geldik."
Annem beni duymuyor gibiydi. Yalan söylediğimi düşünüyordu.
"Biz sen ne istediysen yaptık. Neyini eksik ettik de hiçbir şeyden memnun olmayıp yalan söyleyen birine dönüştün sen?"
Daha fazla bu suçlamalara katlanamazken gözlerim dolmaya başladı.
"Cevap bekliyorum senden Elis!"
"Yalan söylemiyorum!" Daha fazla dayanamayıp bağırdığımda babam ilk defa ağzını açtı. "Annene bağırma Elis!"
Gözyaşlarım çoktan yanaklarımı ıslatmaya başlarken hiddetle yerimden kalktım. "Bana Elis demeyin! Hiç kimse bana Elis demesin!"
Elimin tersiyle gözyaşlarımı silmeye çalışırken "Siz bana Elis demeyi hak etmiyorsunuz! Siz bana inanacak kadar beni sevmiyorsunuz bile! Bana sakın Elis demeyin!" diye bağırdım.
Canım yanıyordu. Sanki kalbimde bir ormanı ateşe verdiler ve tek bir damla su yok. Tek su, benim gözyaşlarım olduğundan mıydı bu ağlayışlarım?
Sinir ve üzüntüden titreyen elimle kendimi gösterdim. "Bu sizin eseriniz. Bu gözyaşları, bu acı. Durun ve bir bakın; sahip olduğunuz tek evladınıza ne yaptığınıza, onu kendi ellerinizle nasıl yok ettiğinize. Diyecek başka hiçbir şeyim yok size benim."
Koşar adımlarla odama gittiğimde kapıyı ardı ardına kilitleyip yatağa yattım. Başımı yastığa gömüp özgürce ağladım. Acılarıma ağladım. Ama en çok, bana bunları yapmalarına rağmen ailemi hala çok sevmeme ağladım.
_______(19.21)
Mey: Selam.Mey: Nasıl geçti günün?
(20.45)
Mey: Ders çalışıyorsun diyeceğim,Mey: Sen mola verirdin illaki.
Mey: Neredesin?
(21.33)
Mey: Ben mi bir şey yaptım bilmeden?Mey: Ondan mı yoksun ortalarda?
Eva çevrimiçi.
*Görüldü.
Yazıyor...
Eva: Hayır.
Eva: Seninle ilgisi yok.
Eva: Sadece iyi değilim.
Eva: Yeterli mi bu kadarı?
Mey: Değil Elis.
Mey: Yeterli falan değil.
Mey: Saatlerdir yoksun.
Mey: Kalbim çıkacaktı burada korkudan.
Eva: Bana şu an Elis deme.
Eva: Bugün bana o ismimle seslenmeni istemiyorum.
Mey: Takıldığın nokta bu mu yani?
Mey: Sana öyle seslenmem mi?
Mey: Bana gerçek sorunu anlat.
Mey: Belki yardımcı olabilirim.
Eva: Canım acıyor!
Eva: Oldu mu?
Eva: Ne yapacaksın? Nasıl yardım edeceksin?
Mey: Yapma.
Mey: Canın yanıyor diye, başkasının canını yakmaya çalışma.
Eva: Öyle bir şey yapmıyorum.
Mey: Farkında bile değilsin ama yapıyorsun.
Eva: O zaman git.
Eva: Canını yakmak istemiyorum, git.
Mey: Gitmiyorum.
Mey: Gitmeyeceğim de.
Mey: Seni yalnız bırakmak istemiyorum.
Mey: Ama şunu bil ki,
Mey: Canı yanan tek sen değilsin Elis.
Eva: Peki sen bana inatla Elis derken
Eva: Canımın ne kadar yandığını biliyor musun?
Mey: Biliyorum.
Eva: Hiçbir şey bildiğin yok.
Mey: Var Elis.
Mey: Sen babaannenin mezarının başında "Ben senin Elis'inim." diye ağlarken
Mey: Ben de aynı mezarlıkta babamın mezarının başında ağlıyordum.
Mey: Peki şimdi neredeyim, biliyor musun?
Mey: Aynı mezarın başında babama çok güzel kokan bir çiçeği anlatıyorum.
Eva: Mey ben...
Mey: Boşversene Elis.
Mey: Ben kime neyi anlatıyorum ki
Mey: Yalnız mı kalmak istiyordun?
Mey: Ben istediğin gibi seni yalnız bırakayım.
Mey: Kendine dikkat et Elis. Ve ağlama.
Mey: Gözyaşlarına dayanamam, biliyorsun.
Mey çevrimdışı.
Eva: Mey özür dilerim.
Eva: Çok özür dilerim.
Eva: Ben tam bir aptalım.
Eva: Gitme n'olur.
Eva: Özür dilerim.
Eva: Canımı yakanlar yüzünden, canımı yakmayan tek kişiyi kırdığım için.
●●●
♤Selam... Ben bu bölüm çok üzüldüm ya. Moralim bozuğtur bağa tokanma...
>Eva'ya sövenleriniz olabilir. Ben de haklı demiyorum. Haksız ama yine de onun açısından da düşünmek lazım. İnsan haddinden fazla kırıldığında istemeden çevresinde bulduğu ilk insanı kırabiliyor. Kendimden biliyorum... Kırgınken çok sivri dilli olabiliyorum bazen :")
>Neyse, iyi tarafından bakalım. Bu olayla Eva, Mey'in değerini çok daha iyi anlayacak. Belki de bu Mey'in ortaya çıkışını hızlandırır ;)
Bir sonraki bölüm görüşürüz♡
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gözyaşlarıma Dokundun | Texting
Teen FictionEva: Sana yabancı bir şarkıda geçen, bir kısmın çevirisini ithaf etmek istiyorum... Eva: Sevgili günlük, Eva: Bugün bir çocukla tanıştım. Eva: O benim donuk kalbimi, neşeyle aydınlattı... Eva: Teşekkür ederim hayatıma girdiğin için :)) _____ #dostlu...