Merhaba herkese. Bölümden önce bir şey demek istiyorum, açıkçası bölüm atmak içimden çok gelmiyor. Çünkü karşılığını göremiyor gibi hissediyorum. Hiçbir zaman okunmak, etkileşim almak için yazmadım. Bunu tüm içtenliğimle söyleyebilirim. Hep yazmayı sevdiğim için yazdım ama bu sıralar çok fazla yoğunken bile size haksızlık etmemek için yazmaya çalıştım. Bunun karşılığında en azından siz de biraz yorum yapsanız, fikir alışverişi yapsak?.. Çok mu şey istiyorum :")
Neyse, yine de sizi seviyorum. Keyifli okumalar...
______
Odamdan çıkıp kapıya koştuğumda çoktan geç kalmıştım. Annem çoktan kapıyı açmış ve karşısındaki Bartın'la bakışmaya başlamıştı bile. Gerçekten annem işten izinli olacak günü bulmuştu!Ben stresle Bartın'a bakarken o da bana baktı. Günler sonra beni görmek onu rahatlatmış gibi kesik bir nefes aldı. Ardından anneme dönüp kibar bir sesle "Merhaba Ayla abla. Biz bir haftadır Eva'ya ulaşamayınca merak ettik. Diğerlerinin işi olduğundan gelemedi, ben geldim." dediğinde annem garip bir ifadeyle "Hoş geldin oğlum." diye cevap verdi.
Daha sonra göz ucuyla bana bakarken "Eva'nın telefonu bende. Kendisi cezalı." dediğinde Bartın derin bir nefes alıp "Aslında sizinle bunu konuşmak istiyordum. Galiba Eva'nın ceza almasındaki en büyük sebep benim. O yüzden kendimi açıklamak istiyorum. Gelebilir miyim?" dedi. Annem bana sorgularcasına bakarken Bartın'ı sonunda eve davet etti.
Beraber salona geçtiğimizde biz annemle bir koltuğa, Bartın da karşımızdaki koltuğa oturdu. İnanılmaz derece stresliydim. Bartın'ın yanlış bir şey söylemeyeceğinden emindim ama yine de bu ortam beni germeye yetiyordu.
Annem Bartın'a bakarken "Evet, seni dinliyorum." diyerek konuya girmesini istedi. Bartın dizlerinin üstünde ellerini birbirine kenetlendikten sonra konuşmaya başladı.
"Bir süredir ailevi sorunlar yaşıyordum. Eva belki bahsetmiştir. O akşam da doğum gününden sonra bazı olaylar yaşadım ve bir tek Eva'ya ulaşabildim. O da bana destek olmak için yanıma, hastaneye, geldi. Telefonunun sesi de kısık da kalmış. Benimle ilgilenirken de telefonuna bakmaya fırsatı olmadı. Bu yüzden de sizin aramalarınızı göremedi."
Bartın sustuğunda annem bana döndü. Başımı usulca sallarken "Size anlatmaya çalışmıştım. Ama beni dinlemediniz." diye mırıldandım duyabileceği bir şekilde. Annem hafifçe öksürüp Bartın'a döndüğünde "Yine de bizim meraklanacağımızı düşünüp haber vermeliydi." dedi.
Bartın onaylarcasına kafasını sallarken "Haklısınız. Ama o an, ben kötü bir haldeyken ikimizin de aklına bu gelmedi. Ben kendim adıma özür dilerim. Daha dikkatli olmalıydık." dediğinde annemin bakışları yumuşadı. Onaylanmaktan, kendisine hak verilmesinden hoşlanırdı. Ben de onlara hak vermiştim ama beni dinlemedikleri için olay büyümüştü.
Her şerde bir hayır var diye boşa dememişlerdi. Şu an Bartın bu tavırlarıyla annemin gözüne girmişti. Ve bu bizim ilişkimiz için iyi bir haberdi. Sonuçta bir gün annemlere de sevgili olduğumuzu açıklayacaktık.
"Tamam, ne diyeyim?" dedi annem. "Affettim sizi."
Bartın gözlerindeki ışıltıyla anneme bakarken "Eva'ya telefonunu geri verecek misiniz yani?" diye sordu. Annem nazlı bir tavırla yandan yandan bana baktığında şirin şirin gülümsemeye çalıştım. Annem de dayanamayıp güldüğünde Bartın'a bakıp güldüm. Zafer bizimdi!
"Siz Eva'nın odasına geçin, ben de size bir şeyler getireyim."
Annem mutfağa gittiğinde Bartın'ı yerinden kaldırıp odama sürükledim. Kapıyı kapatır kapatmaz uzanıp yanağına bir sürü öpücük kondurmaya başladım. Bartın gülerek beni durdurduğunda "Sen var ya, aşksın ya!" dedim keyifle.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gözyaşlarıma Dokundun | Texting
Teen FictionEva: Sana yabancı bir şarkıda geçen, bir kısmın çevirisini ithaf etmek istiyorum... Eva: Sevgili günlük, Eva: Bugün bir çocukla tanıştım. Eva: O benim donuk kalbimi, neşeyle aydınlattı... Eva: Teşekkür ederim hayatıma girdiğin için :)) _____ #dostlu...