KIZIL EJDERİN UYANIŞI

~~DİANA~~

"Diana!"

Dhakear odanın kapısından Diana'yı görünce bağırdı. Diana yatağın yanındaki suya uzanmaya çalışıyordu. Dhakear bağırınca durmuştu.

"Sana kıpırdama dediğimden eminim" dedi ejderha yatağa doğru hızlıca yürürken. Diana'nın uzanmaya çalıştığı su dolu bardağı alıp Diana'ya verdi.

"Sadece suyu alacaktım" dedi Diana, surat asarak. Dhakear onun iyiliği için yapıyor olsa bile ona sesini yükselttiğinde hoşuna gitmiyordu.

"Ne istiyorsan bana söyle, ben senin için yaparım" dedi Dhakear, yatağa, onun yanına oturarak.

Diana'nın hafif tombullaşmış yanakları kızarırken Dhakear onun neden kızardığını merak ediyordu. Ama sormadı. Eşinin gözlerinin önüne gelen yumuşak saçlarını nazikçe okşayarak geriye kaydırırken hafifçe eğildi ve kollarını ona doladı. Diana onun kollarının arasına sığınırken Dhakear'ın bir eli çoktan onun şişkin karnına yani bebeğine kaymıştı.

"Hareket etmeni istemiyorum" diye mırıldandı Dhakear, eliyle Diana'nın kocaman olmuş karnına nazik dokunuşlarla masaj yaparken. "Canının yandığını biliyorum."

"Sadece ufak kasılmalar.. o kadar acımıyor ki.." diye mırıldandı Diana, mayışmış bir şekilde. Dhakear'ın yanında o kadar huzur buluyordu ki! Ejderhanın saçının teline bile altın parçasıymış gibi davrandığı bu yuvada Diana onu asla yormak istemiyordu.

"Bundan hoşlanmıyorum.." diye konuştu Dhakear. "Bana asla yalan söyleme, eşim."

Diana hafifçe güldü. Gerçekten de Dhakear'ın gözünde büyüttüğü kadar çok ağrısı yoktu. Sadece karnında çok ağır bir şey taşıyormuş gibi hareket etmesi zordu. Ufak hareketlerde bile karnından bütün vücuduna kasılmalar yayılıyordu. Galiba bebekleri de Diana'nın hareket etmemesi konusunda babasıyla aynı fikirdeydi.

Dhakear karnındaki elini yukarı çıkartıp çenesini kavrayarak başını geriye attığında Diana eşinin parlayan altın rengi gözlerine baktı. Dudaklarında hala bebeklerini düşündüğü için bir gülümseme mevcuttu.

"Ben bakmıyorken gülmenden de hoşlanmıyorum" diyerek konuştu Dhakear huysuzca, Diana'nın kıvrılmış dudaklarını okşarken. "Kaçırdığım her gülümsemen için çok üzülüyorum."

Diana alnını onun yanaklarına dayarken bu kadar çok sevilmek için ne yaptığını merak etti. Kalbi bu ejderhanın aşkıyla yanıyordu.

"Seni çok seviyorum.." diye konuştu Diana, ejderhanın kolları arasında yavaşça hareket edip onu yetişebildiği yerden, dudaklarının kenarından sevgiyle öperken.

Dhakear'ın etrafındaki kolları Diana'yı daha da sıkmak ister gibi kasıldı. Diana ejderhanın gücünü kontrol edemeyip ona zarar vermekten ne kadar çok korktuğunu biliyordu. Asla böyle bir şeyi yapmayacağı konusunda ona çok güvendiğini defalarca kez söylemiş olsa da eşi bu konuda fazlasıyla inatçıydı.

"Hayatımda hiçbir şeyi sevmediğim kadar çok.." diye konuştuğunda Dhakear'ın ses tonu derinleşmişti. "..seviyorum seni, değerli eşim."

Diana ve eşi bir süre sessizce sarılarak oturdular. Sonra Dhakear ona biraz kitap okudu ve meyve yedirdi. Diana'nın iştahı yerindeydi ki bu da ejderhanın ona yedirmeye çalıştığı dağ kadar yiyecekle anca baş etmesini sağlıyordu.

Hamile kalalı dört ay olmuştu ama Theo onun karnının yedi aylık bir hamile kadınınki kadar büyük göründüğünü söylemişti. Diana, Dhakear'ın onu da bir ejderha gibi beslemesi yüzünden böyle olduğunu düşünüyordu. Dhakear Diana'nın hayatında hiç görmediği şifalı yiyecekleri bile bulup ona getirmişti. Onun ve bebeklerinin sağlığı için elinden gelen her şeyi yapıyordu. Bebekleri de bunun karşılığında çok çabuk büyüyordu.