"Bu da ne!?"
Cynan parlaklıkla gözlerini kırpıştırdı ve ne olduğunu anlamaya çalışırken olduğu yerde kaldı. Babası arkasından onu odanın içine ittirirken ve odanın kapısını kapatarak biraz gizlilik sağlamaya çalışırken Cynan'ın gözleri odanın içini süzüyordu. O çıkarken gayet düzenli olan odasında ufak çaplı bir savaş çıkmış gibiydi.
Rein'in yatağı hariç her şey birbirine girmişti. Cynan'ın yatağı diğer taraftaki duvarın dibinde ters dönmüş duruyordu, dolapların kapakları içe doğru çökmüştü ve diğer küçük eşyaların hepsi odanın içine dağılmıştı. Çoğu şey kırıktı. Cynan bunların hiçbirini önemsemedi. Çünkü odada çok daha dikkat çekici bir şey vardı.
Rein'in yatağının etrafını çepeçevre saran ve havaya dalga dalga yükselen kıpkırmızı bir şey.. Onun da etrafını kapatan -dışarıya çıkmasını engellemek ister gibi- çok katmanlı bir kalkan vardı. Cynan'ın odadan çıkarken gördüğü hava-toprak karışımının biraz daha şiddetlisiydi.
"Cynan.."
Cynan gözlerini önündeki manzaradan sesin geldiği yere çevirdi. Lysbet, Yuran ve Raviel kapının sağ tarafında bekliyorlardı.
"Lysbet!?.." dedi Cynan iki adımda onların yanına ulaşarak. Yuran ve Raviel, Lysbet'i bir şeyden korurcasına arkalarına almışlardı. Cynan ne olduğunu anlamaya çalışarak onları süzdü.
Lysbet'in sol kolunun dirsekten aşağısı şeklini kaybetmiş ve morumsu-siyahımsı bir renge bürünmüştü. Uzun elbisesinin eteklerinin bir kısmı artık yoktu. Olmayan kısımların uçları bir şey tarafından parçalanmış gibiydi. Cynan, Raviel'in sağ elinin de mor-siyah arası bir renkte olduğunu gördü. Ayrıca uzun beyaz saçlarının bir kısmı da artık uzun değildi. Omzunun hemen altına kadar kesilmiş gibiydi.
"Ne oldu size?" diye sordu Cynan yutkunarak.
Onlara zarar veren şeyin Rein'in yatağının etrafındaki şey olduğunu onlar söylemeden önce de bir şekilde biliyordu. O şey.. uğursuzluk hissi veren ve kan donduran şeydi.
"Ne olduğunu anlamadım Cynan.." dedi Lysbet sağ eliyle Cynan'ın elini tutarak. Cynan onun kendisini sıktığını hissedebilmişti. Lysbet şu an acı içinde kıvranıyordu. "Rein'i uyandıramayınca hepimiz onun yanına yaklaştık.. sonra birden bu şeyler çıktı ve üstümüze atladı. Hava perisi beni çekip çıkarmasaydı ben y-yok ola-"
"Tamam Lys, geçti.. iyisin" dedi Cynan onu susturarak. Ölüm korkusunu bağdan hissetmesine gerek yoktu, Lys'in turuncu gözlerinde görebiliyordu. Cynan onu kendine çekti ve kollarıyla sardı. Saçlarını okşarken aralarındaki bağa odaklandı ve Lysbet'e güç vermeye başladı.
"Bekle Cynan.." diyerek onu durdurdu Lysbet. "Önce o şeyden kurtulalım. Ben iyiyim, senin büyüne ihtiyacımız olabilir."
Cynan istemeyerek de olsa ona hak vererek bağa giden gücü azalttı. Başını çevirip babasına baktığında babasının hala aynı yerde durduğunu ve düşünceli gözlerle Rein'in etrafındaki şeylere baktığını gördü.
"Baba.. bu şey de nedir?" diye sordu yüksek sesle. Babasının bunun ne olduğunu bildiğini umuyordu.
"Bimiyorum.." dedi Theo gözlerini Rein'den hiç ayırmadan. "Yuran, Raviel siz ne düşünüyorsunuz?"
"Ne olduğu hakkında hiçbir fikrimiz yok" dedi Yuran donuk gözlerle. "Birden ortaya çıktı.. ve Rein'e yaklaşmamızı engelledi."
"Rein'e hiçbir şekilde yaklaşamıyoruz" dedi Raviel devam ederek. "Bu şeyleri durduramıyoruz, bize zarar veriyor. Bu şekilde Rein'i nasıl uyandıracağız bilmiyoruz. Rein uyanınca bu dalgalar yok olacak mı onu da bilmiyoruz."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KIZIL EJDERİN UYANIŞI
FantasyKIZIL EJDERİN KANI hikayesinin 2. kitabıdır. "Baba?" "Ben babamız değilim" diyerek Rein'e doğru bir adım attı Dha. Rein kaşlarını çattı. Babamız sözü kafasını karıştırmıştı. "O zaman.. sen kimsin?" "Ben senim."