Güneş doğuyordu.
Rohan içinde bulunduğu tek odalı evdeki küçük pencereye yaklaştı ve yamalı perdeyi araladı.
Güneş doğuyordu ve Rein henüz geri dönmemişti.
Perdeyi serbest bırakan Rohan sabırsızca odayı adımlamaya devam etti. Her şey hazırdı. Planlarını en ufak ayrıntısına kadar defalarca kez gözden geçirmişti. Şimdi tek yapması gereken beklemek ve olası şeyler üzerinde tekrar tekrar düşünmekti.
Ama aklı Rein'de kalmıştı. Bakıp geleceğini söylemesine rağmen geri dönmemişti. Rohan onun gitmesine izin vermekle hata yaptığını düşünüyordu. Ama engelleyememişti.
Rein istediği bir şey olunca onu mutlaka yapan biriydi. Rohan bunu çok iyi anlamıştı. Yapmak istediği zaman hiçbir şey ona engel olamıyordu. Ayrıca ikna kabiliyeti de çok yüksekti. Rohan hala ona nasıl kandığına anlam veremiyordu. Konuşmadan önce hiçbir şekilde onun gitmesine izin veremeyeceğini düşünürken konuşmanın sonunda kendisini evet derken bulmuştu. Ve hala bunu neden yaptığını bilmiyordu.
O gerçekten.. ikna ediciydi.
Rohan dolanmayı bırakıp tekrar pencereye yaklaştığında adım sesleri duydu. Perdeyi kaldıramadan kapı hızlıca açılmıştı.
"Nerde kaldın-"
Rohan Rein'in geldiğini düşünerek kızgınlıkla konuştuğunda Kera yüzüne doladığı şalı indirmiş ve endişeyle Rohan'a bakmıştı.
"Rein daha gelmedi mi?"
Kera kapıyı kapatarak sorduğunda Rohan önünde durduğu perdeyi araladı ve aydınlanmaya başlayan çevreye göz gezdirdi. Hiç hareket yoktu.
"Gelmedi.." dedi sessizce. Kera yanına gelip elindeki perdeyi çekti ve Rohan'ı pencereden uzaklaştırdı.
"Pencereden uzak dur" dedi Kera. "Ormanda bizimkiler var ama ne olur ne olmaz sen uzak dur."
"Rein'den haber var mı?" diye sordu Rohan odadaki sandalyeye oturarak. Fazla ayakta durduğunda sakat ayağı ağrıyordu ve Rohan bugün kendisini yormamalıydı. Bugün her şeyiyle savaşacağı gün olacaktı.
"Yok" dedi Kera kaşlarını çatarak. "Birini gönderdim az önce onu getirmesi için, Rein'in şimdiye dönmesi gerekiyordu.."
"Umarım bir şeye bulaşmamıştır" dedi Rohan. İçinden bir ses çoktan bulaştığını söylüyordu ama Rohan bunu dile getirmedi. Sadece kötü bir his olduğunu umuyordu ama Rein şimdiye kadar ne yapmış olabilirdi ki?
"Umarım.." diye mırıldandığını duydu Kera'nın. "Bir şey olmadan ülkesine dönmesi olmasını istediğim ikinci şey."
Rohan olmasını istediği birinci şeyin ne olduğunu biliyordu. Bugün Lukan'ı alt etmek onun ve yanındakilerin olmasını istediği tek şeydi.
"Öyle olacak" dedi Rohan. "Bize bir şey olsa bile diğerleri Rein'i koruyacaktır. Hem Lukan onun ne kadar önemli biri olduğunu anladığında ona zarar vermeye cesaret edemez."
"O aşamaya gelmeyeceğimizi umuyorum" dedi Kera Rohan'ın gözlerinin içine bakarak. "Bugün burada ölmeyi unut Rohan. Sen ne olursa olsun yaşamalısın ve ben bunun için elimden geleni yapacağım."
"Ben de elimden geleni yapacağım ama bugün benden kaçmamı-"
"Gerekirse kaçacaksın Rohan" diyerek sözünü kesen Kera bir adımda Rohan'ın önüne gelmişti. Rohan başını kaldırıp ona baktığında Kera önünde diz çöktü. "Bir kere kral olmaya karar verdiğin zaman yapman gerekeni yapmalısın. Burada başarısız olursak başka bir yerde ve zamanda başarılı olmalıyız. Bu da ancak sen hayattaysan olur-"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KIZIL EJDERİN UYANIŞI
FantasyKIZIL EJDERİN KANI hikayesinin 2. kitabıdır. "Baba?" "Ben babamız değilim" diyerek Rein'e doğru bir adım attı Dha. Rein kaşlarını çattı. Babamız sözü kafasını karıştırmıştı. "O zaman.. sen kimsin?" "Ben senim."