ÖZEL BÖLÜM

4.8K 396 129
                                    


"Her şey hazır" dedi Cynan, hafifçe eğilerek. "Başlayabiliriz."

Melioth tahtında biraz doğrularak yanında beliren Cynan'a baktı ve endişeyle kaşlarını çattı.

"Rein daha gelmedi?" diyerek endişesini belli etti sessizce. Cynan kalabalık salonda göz gezdirdikten sonra omuz silkti.

"Dha biraz sorun çıkarmış" diye konuştu, kralın kulağına eğilerek. "Saraya girip Rein'e daha da yakın olmak istiyor ama onun iri gövdesini sığdırabileceğimiz bir kapı yok. Birazdan gelirler. En azından onlar gelene kadar törenin açılış konuşmasını aradan çıkarabiliriz."

"Peki, tamam.." diyerek ona hak verdi Melioth. Hafifçe öksürerek boğazını temizledi ve yavaşça ayağa kalktı. Onun kalktığını gören salondakiler ufak sohbetlerini böldü ve salon sessizleşti. Salonda bulunan yaklaşık seksen kişinin hepsi özel olarak seçilmişti ve salon bugünkü törene katılmak için çok uzaklardan gelen insanlarla doluydu.

Bugün Melioth'un kral olduğu son gündü. Tacı Arsen'e devredecek ve ömrünün geri kalanını ailesinin biriciği olan torununa adayacaktı. Melioth önündeki kalabalığa baktı. Herkes saygıyla ona bakıyordu. Halkını asla geride bırakmayacaktı ancak herkes farkındaydı ki artık bir kral olarak onlarla vedalaşmalıydı.

"Hepiniz hoş geldiniz.." diyerek konuşmaya başladı Melioth. "Bugün Saleran için çok özel bir gün ve sizlerle bugünü paylaşmak bizim için çok değerli.."

Melioth açılış konuşmasını yaparken salondaki herkes dikkatini ona vermişti. Saleran'lılarla göz göze gelirken bir kral olarak bu salonda yaşadığı her şey zihninin içerisinde aktı geçti. Ne çok zaman geçmişti bu tacı başına takalı? Dün gibiydi kraliçesi Selena'yla olan tanışması.. Ona evlenme teklifini de bu salonda yapmıştı. Diana'nın doğumunda saray dışında olduğundan Selena onu kucağında kızlarıyla ilk burada karşılamıştı. Diana'yı kucağına aldığı ve o mis kokusunu içine çektiği gün.. hepsi bir şekilde bu salonun duvarlarına kazınmıştı.

Melioth yakınında saygıyla bekleyen Arsen'e baktı. Onun yüzünde sadece Melioth'un fark edebileceği bir hüzün vardı. Arsen tahtı asla istememişti ama Melioth'un ondan başka güvenebileceği kimse yoktu. Melioth elini kaldırarak başındaki soğuk, gösterişli ve oldukça ağır olan altın taca dokundu.

Ne çok isterdi başındaki tacı biricik torununa devretmeyi..

Melioth elini taçtan çekerken konuşmasını bitirdi. İçinden geçen duygularla yaptığı konuşmadan sonra salon sessiz kalmıştı. Kral Rohan'ın alkışlamasıyla diğerleri de alkışlamaya başlayınca salonda bir gürültü koptu. Melioth kapının oradaki hareketlenmeyi görünce elini sallayarak kalabalığın alkışını durdurdu.

Sonunda torunu gelmişti.

"Bugünün önemli bir konusu daha var.." dedi Melioth sesini yükselterek. Kapının önünde durup kalabalığa göz gezdiren torununun yüzündeki mutlulukla hafifçe gülümsedi ve elini kaldırarak onu işaret etti. "Yanıma gel Rein, torunum."

Rein'in hemen arkasında duran Dhakear tüm salonun onlara dönmesinden rahatsız olduğunu belli ederek kaşlarını çatmıştı. Rein Melioth'a gülümseyip onlara doğru yürümeye başladığında Dhakear da bir gölge gibi onun peşine takıldı.

Siyah, beyaz ve altın rengi resmi Saleran kıyafetleri içinde asaletle yürürlerken ikisinin baba-oğul olduğuna inanmak zordu. Dhakear Rein'in abisi gibi görünecek kadar gençti. Melioth iç çekti.

Kızımın yadigarları, diye düşündü gözleri dolarken. Bu düşünceyle bir anlığına Diana'nın Dhakear'ın yanında gülümseyerek yürüdüğünü görür gibi olunca irkildi. Kızının her zaman ejderhanın kalbinde yaşayacağını biliyordu tıpkı kendi kalbinde olduğu gibi. Ama o da onların yanında olsaydı o kadar güzel olurdu ki.. Melioth başını hafifçe sallayarak kendine geldi ve onun ne düşündüğünü anlamış gibi üzülen torununa bakarak gülümsedi.

KIZIL EJDERİN UYANIŞIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin