ÇOK ÖZEL BÖLÜM

9.1K 630 271
                                    

Bölüm Açıklaması : Karakterler günümüzde


"Alin! Alon!"

Rein taksiden iner inmez onlara seslenmişti. Bulundukları yer terk edilmiş gibi görünen birkaç binanın olduğu eski bir sokaktı. Rein sokağa girerken taksiden 'Yıkılma tehlikesi vardır, sokağa girmek tehlikelidir' yazan kırmızı uyarı tabelalarını görmüştü ve şimdi nedenini anlıyordu. Binalar gerçekten de her an yıkılabilecekmiş gibiydi ve etrafta kimse yoktu. Taksici pencereyi indirip ona seslendiğinde Rein onun henüz gitmemiş olduğunu fark etti.

"Bekleyeyim mi seni oğlum?" dedi taksici. Ellilerinin sonuna yaklaşmış güler yüzlü bir adamdı. "İti kopuğu çok olur burada, başka kimse de olmaz. Ne yapacaksın sen burada tek başına-"

"Rein!"

Taksicinin konuşmasını Alin'in sesi bölmüştü. Rein arkasına döndü ve ona doğru gelen ikizlerle karşılaştı.

İkisi de iyi görünüyordu.

"Hani ölüm kalım meselesi?" diye sordu Rein kaşlarını çatarak. Issız olması dışında Rein burada bir ölüm kalım meselesi görmüyordu.

"Sen gel de bu tarafa" diyen Alin onun koluna girip karşılarındaki büyük -muhtemelen önceden kırmızı ama şimdi kirli bir pembe olan- binayı işaret etti. "Anlatacağım ben sana."

Rein iç çekerek hala bekleyen taksiciye döndü.

"Sorun değil efendim" dedi gülümseyerek. "Arkadaşlarım burada, onlarla birlikte döneceğim."

Taksici onun cevabından hoşnut kalmayarak arabayı geri vitese aldı ve dar sokakta geri geri giderek gözden kayboldu. Rein kolunu Alin'in kolundan kurtararak göğsünde birleştirdi.

"Beni evden çıkarmak için yalan mı söylediniz?!"

İkizler birbirlerine bakıp suçlu yüz ifadeleri ile Rein'e dönünce Rein ayağını yere vurdu.

"Yalan değil-"

"Ya ben cezalıyım be!" diye bağırdı Rein. "Sizinle görüşme yasağımın bitmesine daha yedi gün var! Sizin yüzünüzden cezam artacak!"

Rein bağırdığında ikizler onu yakınındaki yarısı yıkılmış binaya doğru çekiştirmişti. Rein onların neler çevirdiğini bilmediğinden kolunu kurtarıp o tarafa doğru kendisi yürüdü.

Babasının koyduğu yasağı telefonuna gelen 'Rein çabuk gel, ölüm kalım meselesi' mesajı yüzünden hiç düşünmeden çiğnemişti. Aradığında açmadıkları için endişelenmiş ve gerçekten başlarına bir şey geldiğini düşünmüştü. Attıkları konumun pek tekin bir yer olmaması ise onu daha çok korkutmaktan başka bir işe yaramamıştı.

"Rein cidden ölüm kalım meselesi" dedi Alon, binanın gölgesine girdiklerinde. Kış güneşinin ılıklığı kaybolduğunda Rein soğukla titredi. "Yardımına ihtiyacımız var."

"Neymiş bu ölüm kalım meselesi?" diye sordu Rein alayla. Evden çıkarken aceleyle başına geçirdiği yün şapkayı düzeltti sinirle. "Ne işimiz var burada ya? Babam böyle bir yerin sadece yakınından geçtiğimi bile öğrenirse var ya-"

"Dur şimdi babanı karıştırma" dedi Alon hızlıca. "Dinle.. şu ilerideki büyük bina var ya? Oranın içinden bir şey almamız gerekiyor ama bunun için yardıma ihtiyacımız var. Yardımsız olsa tek başımıza hallederdik ama olmuyor."

"Neymiş almanız gereken şey?" diye sordu Rein meraklanarak. Onlara olan kızgınlığı hemen geçmişti, her zaman olduğu gibi.

"Bir laptop" dedi Alin.

KIZIL EJDERİN UYANIŞIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin