"Baba?"
"Uyandın mı oğlum?"
Babası Rein'in küçük bedenine sardığı örtüyü kaydırarak başını ortaya çıkardı. Rein gözlerini kırpıştırdı ve ellerinden birini sıcak örtünün içinden çıkartıp babasının boynuna koyarak kendisini yukarı doğru çekti.
"Baba.." dedi başını babasının boynuna koyarak. "Burası neresi?"
Babası Rein'in hareket etmesiyle kayan örtüyü tekrar oğlunun başına çekti. Rein titredi. Titremesinin sebebi havanın soğukluğu değildi. Burada hissettiği garip bir şeydi.
"Burası bizim için çok özel bir yer oğlum."
"Garip bir şey hissediyorum baba" dedi Rein, kollarıyla babasının boynunu sıkarak. En son annesinin kucağındaydı ve birlikte yatağında yatıyorlardı. Babası onu uyurken başka bir yere getirmişti. Çevresinde görebildiği tek şeyse ağaçlardı.
"Korktun mu?"
"Hayır baba" dedi Rein. Başını kaldırarak babasının gözlerinin içine baktı. "Sen yanımdasın."
Babası yürümeye devam ederken hafifçe eğilip oğlunun alnına bir öpücük kondurdu. Rein gülümsedi.
"Annem neden bizimle gelmedi?"
"O.. buraya gelemez oğlum. Burası sadece bizim için."
Rein babasının ne demek istediğini anlamıştı. Burası ejderhalar içindi. Annesi insan olduğu için gelmemişti. Rein başını tekrar babasının boynuna dayadı. Uykusu vardı ama hissettiği şey onun uyumasını engelliyordu. Babasının gücünün yükselip kendisini sardığını hissedene kadar başını kaldırmadan sessizce beklemişti.
"Birine geldiğimi bildiriyorum sadece" dedi babası örtüyü Rein'in başına iyice çekerek. Sanki Rein'i saklamak istiyormuş gibiydi.
Theo amcası geçen gün geldiğinde, babasının onu çok sahiplendiğini söylemişti. Tabiatından gereği öyle, demişti. Rein bu durumdan memnundu. O da annesini ve babasını yanından ayırmak istemiyordu. Theo amcasını da, Nora ve Carlo'yu da, evde çalışanları da. Kısacası tanıdığı kimseden ayrılmak istemiyordu.
Belki Rein de sahiplenici birisiydi.
"Benim de geldiğimi bildirmeme gerek var mı baba?"
"Hayır oğlum" dedi babası. "Ben seni tanıtana kadar bir şey yapmana gerek yok."
"Peki baba."
Hemen sonra bir güç alanına geçmişlerdi. Rein örtüyü iterek doğruldu ve etrafına baktı. Ormandan çıkmışlardı. Etraf artık karanlık değildi, gözlerini yakacak kadar parlaktı. Rein gözlerini kısmasına rağmen yakıcı parlaklıktan bir şey göremiyordu. Ama oradaki şeyin varlığını çok net hissedebiliyordu.
Görmesine gerek olmayacak kadar net.
Sonra kafasının içinde, küçük bedenini titreten derin sesi duydu.
"Hoş geldin Dhakear.. yuvana hoş geldin."
"Rein!?"
"Rein? Rein? Beni duyuyor musun?"
Rein'in algıları değişirken Rein kendisini garip hissetmişti. Uyandığını fark ediyordu ama uyanmak istemiyordu. Devamını hatırlaması gerekliydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KIZIL EJDERİN UYANIŞI
FantasyKIZIL EJDERİN KANI hikayesinin 2. kitabıdır. "Baba?" "Ben babamız değilim" diyerek Rein'e doğru bir adım attı Dha. Rein kaşlarını çattı. Babamız sözü kafasını karıştırmıştı. "O zaman.. sen kimsin?" "Ben senim."