"Bunun ne işe yaradığını biliyor musun?"
Atını okşayan Cynan yan dönerek konuşan ikiliye baktı. Jaysen ve Rein bir ağacın dibine eğilmişlerdi.
Bugün, babası Saleran baş büyücüsünün geleceğini duyunca apar topar üçünü yolculuğa hazırlamıştı. Jaysen'ın buraya geldiğinden beri gitmek istediği köyü aklına gelmiş ve Rein'e de onunla gitmek isteyip istemediğini sormuştu. Rein ilk başta istemese de -bugünkü Prenses Diana olayından dolayı isteksizdi- babası gelecek olan büyücünün kesinlikle onu görmemesi gerektiğini söyleyerek onu ikna etmişti. Kimseye görünmeden saraydan çıkmak biraz zor olmuştu ama başarmışlardı. Kimsenin onlardan haberi yokken saraydan uzaklaşmışlardı.
Şimdi ise mola vermişlerdi. Rein biraz halsiz olduğundan Cynan sık sık yolda bir bahane bulup durmuş ve onu dinlendirmişti.
"Bilmiyorum.." dedi Rein heyecanla. Basit bir şeyi öğrenmek bile hoşuna gidiyordu. "Ne işe yarar?"
Cynan Jaysen'ın ağacın dibindeki turuncu yapraklı otu kaldırıp Rein'e doğru ittiğini gördü. İkisi birlikte dikkatle ota bakıyordu.
"Ben ne işe yaradığını biliyorum Rein" dedi Rein'in arkasında bekleyen Yuran.
"Sen sus" dedi Jaysen kaşlarını çatarak. "Siz element perilerinin bilmediği şey yok zaten."
Rein Jaysen'ın sözü ile sevgiyle gülümseyerek kafasını kaldırdı ve Yuran'a bakıp göz kırptı. Yuran da hemen Rein'e gülümsemişti.
"İki adım uzaklaşayım hemen arkamdan efendime yanaşıyor" dedi Cynan'ın yanına gelen Raviel. Kararmaya başlayan hava ve giderek koyulaşan ağaçlar arasında bembeyaz haliyle dikkat çekiyordu.
"Rein onun da efendisi" dedi Cynan. "En doğal hakkı onun yanında olmak."
"Herkes de onu savunsun zaten" dedi Raviel homurdanarak. Sonra elindeki eldiveni çıkardı ve elini Cynan'a uzattı. "Neyse al bak, göstermemi istemiştin."
Cynan onun eline dikkatle baktığında siyaha yakın olan mor rengin iyice açılmış olduğunu gördü.
"Benden çok daha hızlı iyileşmiş!" dedi Lysbet hayretle.
"Senden daha güçlü olduğu içindir" dedi Cynan. Söylemese bile Lysbet güç farkını anlardı.
"Bir şey sorsam cevap verir misin acaba?" dedi Cynan gözlerini onun parmaklarından çekerek. Raviel Rein'in görmemesi için hızlıca eldiveni eline geçirirken ifadesiz bir suratla Cynan'a baktı.
"Sor."
"Kaç yaşındasın?"
"Saymayı bırakalı uzun zaman oldu" dedi Raviel. "Neden sordun ki?"
"Sadece merak ettim" dedi Cynan. Gerçekten onun ne kadar zamandır var olduğunu merak etmişti. Düşündüğünden de yaşlı olmalıydı. Yuran da öyle olmalıydı. İkisi de Rein'e bağlı olduğu halde ondan beslenmiyordu. Tam güçlerini henüz göstermemişlerdi bile.
"Cynan bak!" diyen Rein'le Cynan arkasına döndü. Rein elindeki otu sağa sola sallıyordu. "Bunu ezip ağrıyan bir yerine sürersen ağrın geçiyormuş. Jaysen şimdi bunu bizim için merhem yapacak."
"Tamam, yapsın" dedi Cynan. "Ama şimdi değil. Hava tam kararmadan biraz daha ilerleyelim, kamp kurduğumuzda yapar."
"Katılıyorum" dedi Jaysen. "Yatmadan önce yaparım."
"Bizim şimdiye senin köyüne gelmiş olmamız gerekmiyor muydu?" diye sordu Rein yola çıktıklarında. "Geçen sefer Sora yaralandığında kısa zamanda orada olmuştuk."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KIZIL EJDERİN UYANIŞI
FantasyKIZIL EJDERİN KANI hikayesinin 2. kitabıdır. "Baba?" "Ben babamız değilim" diyerek Rein'e doğru bir adım attı Dha. Rein kaşlarını çattı. Babamız sözü kafasını karıştırmıştı. "O zaman.. sen kimsin?" "Ben senim."