"Geçit o kapıyla birleşene kadar uzayacak.. bunun saraydan buraya kapalı bir giriş olmasını istiyorum" dedi Cynan. "Ayrıca genişliğini biraz daha arttıralım bu dar olacak."Cynan eliyle kağıttaki çizimi işaret ettiğinde karşısındaki adamlar başını salladı.
"Şimdilik bu kadar gibi" dedi Cynan, kağıdı onlara geri uzatarak. Bakışlarını inşaatına başlanan kış bahçesine çevirdi. "Bir sorun olursa beni bulursunuz."
Saray mimarlarının yanından ayrılan Cynan saraya doğru yürümeye başladı. Melioth ondan bu işi takip etmesini istediğinde Cynan burada olduğu süre boyunca bunu yapabileceğini söylemişti. Melioth ona istediği özellikleri anlatarak gerisini Cynan'a bırakmıştı bu yüzden Cynan tasarımı kendi isteğine göre çizdirmişti. Bittiğinde çok güzel olacaktı.
Gerçi Cynan bunu göremeyecekti ama bir gün mutlaka Saleran'a geri döneceğini biliyordu. O zaman görebilirdi.
Havada hissettiği büyüyle aniden durup arkasına döndü ve Rein'i gördü. Kaşları çatılırken bir anlığına onun bahçede tek başına ne yaptığını anlamaya çalıştı ama yüz ifadesini görünce düşünmeyi bırakıp ona yetişmek için peşinden koştu. Yuran da Rein'in hemen arkasından yürüyordu.
Bir şey olduğu belliydi.
"Rein! Rein! Rein!"
Cynan ona yaklaştığında birkaç kez seslenmişti. Rein sonunda onu duyup durduğunda Cynan hızlı adımlarla onun karşısına geçti.
"Ne oldu?" diye sordu kaşlarını çatarak.
Rein'in yüzü hiç iyi görünmüyordu. Kesinlikle kötü bir şey olmuştu. İkizleri salona kilitlediğinden onlarla ilgili olamazdı. Kimle ilgiliydi? Ne olmuştu? Rein neden bu kadar dağılmış görünüyordu?
"Sonra konuşalım mı?" dedi Rein titreyen sesiyle.
Gözlerini ondan kaçırdı ve Cynan'ın cevabını beklemeden arkasını dönüp yürümeye başladı. Cynan onun peşine takılacak olan Yuran'ın koluna yapıştı hemen.
"Ne oldu Yuran?" diye sordu sertçe. "Bana ne olduğunu anlat! Birine bir şey mi oldu?"
Yuran Rein'in arkasından bakıp kolunu Cynan'ın elinden çekti ve onu duymamış gibi iki adım attı. Ama sonra durup Cynan'a döndü ve biriyle konuşurmuş gibi başını salladı. Onun ortalıkta görünmeyen Raviel ile konuştuğunu tahmin etti Cynan.
"Rein Lukan'ı öldürdü" dedi Yuran yavaşça. "Evet, Lukan ölmemişti ama bunları daha sonra konuşuruz. Şimdi Rein'in yanında olmam lazım."
"Ben de geliyorum" dedi Cynan.
İkisi beraber bahçede hızlı adımlarla ilerleyen Rein'in peşine takılırken Yuran onaylamayan bakışlarla ona baktı ama bir şey demedi.
Rein Melioth'un özel bahçesine doğru gidiyordu.
Cynan bahçenin kapısındaki askerlere işaret ederek -neyse ki askerler onu tanıyan askerlerdendi- kapının kapanmasını engellediğinde Yuran'ı içeri girmesin diye tuttu. Burası Melioth ve ailesine özeldi bu yüzden Cynan içeri girerek bunu bozmak istemiyordu. Ama gerekliyse hiç düşünmeden bunu yapardı. Gerekli olup olmadığını da Yuran'dan öğrenecekti.
Yuran'dan önce davranarak aralık kalan kapıya yaklaştı ve içeri baktı.
Rein içerde gördüğü kadın heykelinin dibine çökmüş ağlıyordu. Öyle basit bir ağlama da değil gerçekten canı yanıyormuş gibi acıyla ağlıyordu. Cynan onun hıçkırıklarının giderek yükselmesiyle kaşlarını çattı. Raviel ile su perisinin görünür hale gelmelerini ve Rein'in etrafında ne yapacaklarını bilemez halde durmalarını izledi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KIZIL EJDERİN UYANIŞI
FantasiKIZIL EJDERİN KANI hikayesinin 2. kitabıdır. "Baba?" "Ben babamız değilim" diyerek Rein'e doğru bir adım attı Dha. Rein kaşlarını çattı. Babamız sözü kafasını karıştırmıştı. "O zaman.. sen kimsin?" "Ben senim."