Bitki Dha'yı görmek için Remah'ın odasına gelmeleri geceyi bulmuştu. Rein duyar duymaz gidip görmek istese de Cynan yemekten ayrılmasının uygun olmayacağını söyleyerek onu durdurmuştu. Bu yüzden herkes odasına çekildiğinde anca buraya gelebilmişlerdi.
Rein Cynan ile birlikte babasının arkasından odaya girdi. Theo amcası ve babası çoktan Remah'ın küçük odasında sol tarafa doğru yönelmişti. Rein odanın dışından, bu koridora çıkar çıkmaz, büyünün varlığını sezmişti. Bu büyünün Remah'ın bahsettiği koruyucu çember olduğunu düşünüyordu çünkü belli belirsizdi. Belki başka biri onu hissedemeyebilirdi bile.
Birkaç adımla babasının yanına geçip herkesin baktığı yere baktı.
Masanın üzerine koyulmuş olan bitki Dha'sı, onu en son gördüğünden beri pek fazla büyümemişti. Beş parmak kadar anca uzadığını söyleyebilirdi Rein. Ama gövdesinden birçok yeni dal çıkarmış ve o dalların da her tarafını yemyeşil yapraklarla kaplamıştı. Rein'in son gördüğünde küçücük olan kırmızı şey şimdi bir erik boyutuna gelmişti.
Rein bitki daha büyü çemberinin içindeyken söyleyebilirdi ki büyüyü yayan kesinlikle o kırmızı şeydi. Meyve miydi yoksa çiçek mi açacaktı bilmiyordu ama belli bir şekli yoktu. Sadece pürüzsüz bir yuvarlaktı ve yukarı doğru biraz sivrilmişti. Rengi tarif edilemeyecek kadar güzel bir kırmızıydı. Kanı andırıyordu.
"Bu da ne?" diye konuştu babası meraklı bir ses tonuyla.
"Söyledim ya az önce" dedi Theo amcası. "Ağaç ruhları bunu Rein'e hediye olarak vermişti. Bizim dünyamıza ait bir bitki olmadığından ne olduğunu bilmiyoruz."
Babası kaşlarını çatarak Rein'e baktığında Rein gülümsemeye çalıştı.
"O benim Dha'm" dedi Rein bitkiye yaklaşarak.
Onu Dha yerine koyarak onunla konuşmak Rein'in mutlu olmasını sağlamıştı. Dha'yla şimdi istediği gibi konuşabiliyor olsa da bitki Dha hala Rein için değerliydi ve ona neler olduğunu merak ediyordu.
"Dokunman biraz sakıncalı olabilir" dedi Remah onun elinin bitkiye doğru uzandığını gördüğünde. Rein ona dönüp bakarken Remah gri bir bezle sarılmış sol elini kaldırdı. "Kendini mi koruyor bilmiyorum ama.. ben incelemek için dokunmaya çalıştığımda beni çarptı ve çok acıttı."
"Sen dokunma" dedi babası Rein'i kolundan tutup geriye çekerek. "Ben bir bakayım."
"Bekle baba" dedi Rein hızlıca. Görünmez halde etrafında olan perilerinden Yuran'a ne düşündüğünü sormak istiyordu. Toprak perisi olduğundan bir şeyler biliyor olabileceğini düşünmüştü. "Yuran senin bir fikrin var mı bunun ne olduğu konusunda?"
Yuran Rein'in sağ tarafında belirdi ve düşünceli gözlerle Rein'e baktı.
"Üzgünüm Rein, hiçbir fikrim yok" dedi Yuran yavaşça. "Daha önce büyü yayan bir bitki hiç görmedim ve duymadım."
"Tamam Yuran" dedi Rein, ona sorun olmadığını göstermek için gülümseyerek. Yuran suratını astığından onun bu konuyla ilgili söyleyecek bir şeyinin olmamasına can sıktığını anlamıştı.
Bitki Dha'nın etrafındaki koruyucu büyü çemberini kaldırarak tüm odayı saran bir çember haline getirdiler. Sarayda onlardan başka büyücüler de olduğundan dikkat çekmek istememişlerdi.
Rein gerçekten bitkinin etrafa Remah'ın şaşırdığı kadar çok büyü yaydığını görünce yavaşça nefesini verdi.
Sekoya ona ne vermişti böyle?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KIZIL EJDERİN UYANIŞI
FantasyKIZIL EJDERİN KANI hikayesinin 2. kitabıdır. "Baba?" "Ben babamız değilim" diyerek Rein'e doğru bir adım attı Dha. Rein kaşlarını çattı. Babamız sözü kafasını karıştırmıştı. "O zaman.. sen kimsin?" "Ben senim."