"Kralımızı.. kaybettik."
Kera'nın sözleri bir asker gibi değil de aile üyesiymiş gibi acıyla çıktığında Cynan onların arasında kral-asker bağından başka bir bağ olduğunu anlamıştı. Kera kollarındaki Rohan'la o kadar dağılmış görünüyordu ki sanki oğlunu kaybetmişti.
"Ben üzgün-"
Bir anda ittirildiğinde Cynan konuşmasını kesmek zorunda kalmıştı. Onu ittiren Alon iki adımda Rohan'ın yanına ulaşmış ve kan gölünün içindeki elini tutarak havaya kaldırmıştı. Cynan onun ne yaptığına bir anlam veremezken gözleri Rohan'ın kan damlatan eline kaymış ve Rohan'ın parmaklarının hafifçe oynadığını görmüştü.
Rohan sanki bir şeyi tutmaya çalışıyormuş gibiydi. Cynan bağırmak için ağzını açtığında duyduğu sesle geri kapatmıştı. Alin ondan önce davranarak ihtiyacı olan kişiyi çağırmıştı çünkü.
"Jaysen! Hemen buraya gel!"
İkizler ciddi oldukları zaman işler gerçekten daha hızlı ilerliyordu.
Askerlerin arasından Jaysen'ın geçmesi için yer açılırken Jaysen koşar adımlarla onların olduğu yere yöneldi. Önlerindeki siviller ve askerler ne olduğunu anlamıyordu ama Jaysen'ın geçmesi için kenara çekiliyorlardı.
Belki ne olduğunu anlamadıklarından belki de Kera bir şey demediğinden kimse onlara karşı bir şey yapmıyordu.
Cynan ileride bekleyen saray askerlerinin de kıpırdandıklarını ama hareket etmediklerini gördü. Bu iyiydi. Birden ortaya çıkmış olmaları onları şaşırtmış olmalıydı. Onlar ne yapacaklarına karar verene kadar Kera ile konuşabilirse Cynan için çok daha iyi olacaktı.
Cynan başını çevirdi ve insanlara çarpa çarpa ilerleyen Jaysen'a döndü. Gemi yolculuğu onu zorladığından buraya gelirken beti benzi atıktı ama şimdi daha da kötü görünüyordu. Bir şifacı olarak etrafı yardım edemeyeceği bir sürü insanla çevriliydi. Bu onu kötü etkilemiş olmalıydı.
"Rohan?! Rohan aç gözlerini!"
Kera Alon'un gösterdiği şeyi geç algılamıştı. Rohan'ın bedenini hafifçe sarsarak Rohan'ı uyandırmaya çalışıyordu. Birden durup Rohan'ın yüzüne doğru eğildi.
"Ölmüştü! Nefes almıyordu!" dedi Rohan'ın nefesini kontrol ettikten sonra şokla. "Hala nefes almıyor!"
Cynan Jaysen'ın basamakları çıktığını gördüğünde önünden çekildi.
"Bu da ne!? "
Jaysen iğrenmiş bir sesle konuşarak aceleyle Rohan'ın yanına kanların içine oturdu. Jaysen'ın çantasını taşıyan asker de hemen onun yanında durmuştu.
"Onu yere bırakıp uzaklaş" dedi Jaysen çatık kaşlarla Kera'ya bakarak. Kera dikkatli bir şekilde Rohan'ı yatırıp geri çekilirken Jaysen kendi kendine konuşuyordu. "İnsan değil.. bunu yapan insan olamaz.. hay lanet.. önce yaşayıp yaşamadığına bakalım.."
Jaysen ellerini Rohan'ın göğsüne uzatıp ileri geri hareket ettirdiğinde ellerinden çıkan narin ışıklar Rohan'ın bedeninin etrafını sarmıştı. Jaysen dikkatli bir şekilde ellerini yavaşça hareket ettirirken meydandaki herkes nefesini tutmuştu. Jaysen'ın ne olduğunu anlamayan biri varsa bile şimdi anlamış olmalıydı.
Cynan'ın yanındaki Kera bir anda dizlerinin üstüne düştüğünde Cynan gözlerini Jaysen'dan çekti.
"Bir şifacı.." diye mırıldandığını duydu Kera'nın. "Bir şifacı.. bir şifacı.."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KIZIL EJDERİN UYANIŞI
FantasyKIZIL EJDERİN KANI hikayesinin 2. kitabıdır. "Baba?" "Ben babamız değilim" diyerek Rein'e doğru bir adım attı Dha. Rein kaşlarını çattı. Babamız sözü kafasını karıştırmıştı. "O zaman.. sen kimsin?" "Ben senim."