KIZIL EJDERİN UYANIŞI

50. BÖLÜM

"Burası."

Önlerindeki genç çocuk fısıltıyla konuşarak durduğunda Rein de Kathra ile birlikte durdu. Çocuğun yanına geçip işaret ettiği yere baktı.

Günün son ışıkları kara taşlarla kaplı küçük kaleye ve çevresini saran büyük gri duvarlara vururken etrafa uğursuz bir his yayılıyordu.

Büyüyle bağlantılı uğursuz bir his.. Gizlenmeye çalışsa da Rein'in fark edebildiği bir kötülük hissiydi bu. Kathra'nın anlattıklarından sonra bunun Lukan'dan kaynaklandığına ya da Lukan'ın yaptıklarından, büyüyü kullanma tarzından kaynaklandığına Rein'in şüphesi yoktu. 

Lukan'ın yarınki törene hazırlanıyor olması gerektiğinden bugün burada olmayacağını düşünmesi doğru bir düşünce olmuştu. Rohan da adamlarından birinden onun sarayda olduğunu öğrenince Rein'in gitmesini engellemeye çalışmayı bırakmıştı ve Rein yolu bilen birinin yardımıyla buraya gelmişti.

"Tamam, sen gidebilirsin" dedi Rein onu getiren kişiye.

"Ama-"

"Biz geri dönebiliriz. Hadi git."

Rein onun tereddütlü bakışlarla ağaçların arasında kaybolmasını izlerken Kathra'nın başını hafifçe okşadı.

"Beni burada bekleyebilirsin.."

"Hayır, ben de geliyorum."

Kırmızı gözleri karanlıkta ürkütücü bir sakinlikle parlarken Rein içinden konuştu.

"Sana uyup onu da getirdim ama.. ona bir şey olursa ne olacak?"

"Hiçbir şey olmaz" dedi Dha.

"Beni kandırdığına inanamıyorum" dedi Rein endişeyle. "Gerçekten onu getirmemeliydik."

"Alış buna Rein" dedi Dha. Sesi hem gergin hem de keyifliydi. "Ben buralarda olduğum sürece öyle her kafana eseni yapmak yok."

"Kafama eseni mi?"

"Ne demek istediğimi anladın işte" dedi Dha. "Öyle her bulduğun belaya bulaşmak yok."

"Ben belaya bulaşmıyorum Dha.."

"Üzgünüm haklısın.." dediğinde Dha Rein kısa bir anlığına sevinmişti. ".. ortalık yerde durduğun için bela sana bulaşıyor."

"Dalga geçmesene!"

"Tamam, susuyorum. Hadi şu lanet yere girelim. Kathra'yı önden gönder de şunları hallediversin."

"Dha!"

"Dediğimi yap Rein" dedi Dha duygusuz bir ses tonuyla Rein'i ürperterek.

Böyle aniden ciddileştiği zamanlar Rein korkmuyor değildi. Onun duyguları kafasının içinde bir anda beliriyor ve oradan oraya çarpıyordu. Dha'nın duygularını arada sırada hissettiğinde -ki genellikle öfkesini hissediyordu- kafasının içinde bir şeyler yer değiştiriyormuş gibi oluyordu.

Bunu tarif etmek zordu ama hoş bir şey olmadığını söylemek hiç de zor değildi. Rein yavaş yavaş alışıyordu.

"Kathra sen-"

"Ben onları hallederim" diyen Kathra önünden hızlı bir şekilde kaybolmuştu. İnanılmaz hızlı hareket ediyordu ve her geçen gün hızı katlanıyordu. Birkaç nefeslik sürede Kathra silahlarıyla hazırda bekleyen askerlerin önünde dikilmiş ve etrafa zehirli gazını salmaya başlamıştı.