"Ne demek içeri giremezsin!?"
Yuran Yoraell'in bağırmasıyla yüzünün buruşmasına engel olamadı.
"Bağırmasana!" dedi onu tersleyerek. "Kalenin etrafında güvenlik amacıyla oluşturulmuş bir bariyer var. Sen onu geçer geçmez seni farkederler ve ortalık karışır."
"Karışsın" dedi Yoraell umursamaz bir sesle. "Sen beni kısıtlayamazsın, istediğimi yaparım."
Onun bu kibirli tavrı Yuran'ı çok sinir etse de Yuran onun bu hallerine alışmaya başlamıştı. Hava perilerinin kibirli olduğunu duymuştu ve bunun canlı örneğine maruz kalmıştı. Bundan sonra da hep maruz kalacağını biliyordu.
"Rein daha yeni uyandı" dedi Yuran sakin bir sesle. "Ona sıkıntı yaratamazsın."
Yoraell öfkeyle tısladığında çevrelerindeki ağaçların dalları sebebi bilinmeyen bir rüzgarla sallanmaya başlamıştı. Yuran gözlerini devirdi.
Yoraell neden öfkelendiğinden emin değildi. Kısıtlanmaktan nefret ederdi. Evet, bu yüzden öfkelenmiş olmalıydı.
O çocuğu göremeyeceği için değil.
"Ne haliniz varsa görün" diyen Yoraell ortadan kaybolduğunda Yuran derin bir nefes aldı. Son zamanlarda Yoraell Rein'in yanına daha sık gelir olmuştu. Tek yaptığı onu izlemek olsa bile Yuran, Yoraell'in Rein'e bağlanmaya başladığını farkedebiliyordu. Rein'in de Yoraell'in geçmişine dair şeyleri görmesi onların aralarındaki bağın ne kadar güçlü olacağının kanıtıydı.
Yuran onu kıskanmıyor değildi. Onunla aralarında ne fark vardı bilemiyordu.
Bunları düşünmekten vazgeçip kaleye yöneldi. Uyumadan önce Rein'le biraz oturabilirdi.
****
"Günaydın."
Rein gülümseyerek masada oturan Theo amcasını ve Cynan'ı selamladı.
"Günaydın Rein" dedi Theo amcası gülerek. Rein onların aralarının hala tam düzelmediğini görebiliyordu ve bu onu üzüyordu. Sonuçta aralarının bozulmasının sebebi kendisi sayılırdı.
"İyi uyuyabildin mi?" diye sordu Cynan, Rein masaya onun yanına oturduğunda. Rein başını salladı. Odada bulunan hizmetli kadınlardan birisi gelip onun için tabak hazırladı ve önüne koydu.
"Teşekkürler" dedi Rein gülümseyerek. Kadın başını eğdi ve eski yerine geri çekilerek masadan uzaklaştı.
"Benim bugün yakındaki şehre gitmem gerekiyor" dedi Theo.
"Yakınlarda şehir mi var?"diye sordu Rein.
"Evet" dedi Theo.
"Ben de gelebilir miyim?" diyerek Theo'ya baktı Rein. Theo başını iki yana salladı ve elindeki çay fincanını masaya bıraktı.
"Başka bir zaman seni götürürüm Rein. Bugün benim orada biraz işim var."
"Theo amca lütfen, seni rahatsız etmem."
Theo Rein'in sözlerine gülümsedi.
"Rahatsız etmeyeceğini biliyorum zaten. Ama seninle ilgilenemem şehirde."
"Sorun değil ben de gelirim" diyerek araya girdi Cynan. "Biz beraber dolaşabiliriz."
Rein parlayan gözlerle kendisine döndüğünde Theo gülümseyerek başını salladı. Oğlu ona göz kulak olabilirdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KIZIL EJDERİN UYANIŞI
FantasyKIZIL EJDERİN KANI hikayesinin 2. kitabıdır. "Baba?" "Ben babamız değilim" diyerek Rein'e doğru bir adım attı Dha. Rein kaşlarını çattı. Babamız sözü kafasını karıştırmıştı. "O zaman.. sen kimsin?" "Ben senim."