"Çok sevindim geri dönmene.." diyerek ona sıkıca sarıldı Kral Leonard. "Yaşadıkların için çok üzüldüm Rein ama şimdi iyi olduğun için de mutluyum."
Rein ona gülümsedikten sonra kraliçeye de sarıldı.
Özlemişti.
Elosar'ı ve buradaki ailesini özlemişti. Sarayın önünde onları karşılamak için toplanan büyük bir kalabalık vardı. Herkes geri döndükleri için heyecanını belli etmekten kaçınmıyordu. Birileri Rein'in eline çok güzel kokan bir çiçek demeti bile tutuşturmuştu. Saraya geldikleri zaman günün ortasına denk geldiğinden ortam daha da kalabalıktı.
Şimdi ise girişteki büyük salondaydılar. Burada daha samimi bir hoş geldin karşılaması vardı.
Rein yanına gelen Lord Cristian'ı gördüğünde tekrar gülümsedi. Yanakları şimdiden acımaya başlamıştı gülümsemekten ama gülümsemesi samimiydi. Sevdiği insanlar yanındaydı ve onlar gülüyorken Rein onlara karşılık vermeden duramazdı.
"Ah be çocuk!" dedi Cristian. Onu görmeyeli daha da yaşlanmış gibiydi. Rein onun saçlarındaki beyazları seçebiliyordu. "Yine ortalığı birbirine kattın.. her neyse. Yeterince azarlandığına eminim bu yüzden.. sağ salim geri döndüğünüze sevindim!"
"Elena nerede?" diye sordu Rein geri çekilirken. Tüm aile buradaydı ama Elena yoktu. Rein onun hamileliğinin son zamanlarında olması gerektiğini hatırladı. "Bir şey yok değil mi? O iyi mi?"
Cristian'ın gülümsemesi kocaman oldu ve Rein'e bir kez daha sarıldı.
"Baba oldum!" diye bağırdı tüm salona. Salondakiler onun bu haline alışmış gibi kahkahalar atarken Rein ikizlerin de kendisi gibi arkasından bir yerden şaşkınlıkla bağırdığını duydu.
"Ne?!" diye bağırdı Rein şaşırarak. "Ama erken değil miydi-"
"Erken doğdu ama hiçbir sorun yok. Siz yola çıktıktan sonra doğum oldu ve bunun size sürpriz olmasını istedik" dedi Cristian heyecanla. "Henüz sekiz günlük.. küçücük Rein, küçücük."
Rein onun sevgiyle dolan gözlerine baktığında hüzünle gülümsedi. Biri doğuyordu biri ölüyordu.
Bu, yaşamın döngüsüydü.
"Çok sevindim Cris" dedi Rein. "Baba olmanı tebrik-"
"Oğlum sen baba mı oldun?!" diyerek Rein'in arkasından Cris'in üstüne uçtuğunda Alin, Rein'in tebrik konuşması bölünmüştü. "Ablam nerede? Yeğenim nerede?"
"İkisi de iyi mi? Böyle sürpriz mi olur? Niye bizim şimdi haberimiz oluyor?" diyerek devam etti kardeşinin yerine Alon. İkisi birden Cristian'ı aralarına almış sıkıştırıp duruyordu.
"Çekil şuradan" diye bir anda yanında beliren Cynan uzanıp Alin'i Cris'in üstünden çekti. Sonra da Alon'a uzandı. "Sen de çekil şuradan. Yapıştınız adama kene gibi."
İkizleri uzaklaştırdıktan sonra Cynan Cris'e sarıldı ve baba olduğu için onu kısaca tebrik etti. Rein onun nereden duyduğunu anlamamıştı ama Cynan'dı bu.
"Odasında mı Elena? Onu ve bebeği görmek istiyorum" dedi Rein heyecanla. "Kız mı erkek mi? Hangisi?"
"Odamızda" dedi Cris gülümseyerek. "Bence bunu odaya gittiğinde kendi gözlerinle gör. Ağzımdan kaçırırsam Elena beni öldürür."
Rein önden koşan ikizlerin peşine takılırken Cynan da hemen onun yanındaydı. Kalabalığın arasından ilerlerken ikizler sayesinde kimse onları durdurmamıştı. Aksine ikizlerin 'Yeğenim!' diye bağırdığını gören önünden çekilip onlara yol veriyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KIZIL EJDERİN UYANIŞI
Viễn tưởngKIZIL EJDERİN KANI hikayesinin 2. kitabıdır. "Baba?" "Ben babamız değilim" diyerek Rein'e doğru bir adım attı Dha. Rein kaşlarını çattı. Babamız sözü kafasını karıştırmıştı. "O zaman.. sen kimsin?" "Ben senim."