"Geliyor mu?"
"Yok, bu tarafta değil. Sen diğer tarafa baksana!"
"Bu tarafta da yok."
"Oh be sonunda kurtulduk."
"Kimden?"
Alin ve Alon arkalarından gelen sesle oldukları yerde zıplarken onları korkutan kişi kahkaha atmaya başlamıştı.
"Sana diğer tarafa gidelim demiştim!" diye çemkirdi Alin, Alon'a. Alon omuz silkti.
"Her türlü bizi bulacaktı" diye fısıldadı kardeşine. "Küçükken ona gizli yerlerimizi gösteren sendin ayrıca!"
"Ne alakası var onunla-"
"Kesin artık!" diyerek aralarına girdi Elena. "Benden kaçamazsınız, birbirinizi suçlayıp durmayın."
"Of abla ya! İşimiz var bizim, sen niye takıldın peşimize?" diye sordu Alin. Ablası zırt pırt ortaya çıkıp onları da peşinden sürüklüyordu. O geldiğinden beri ikizler sarayda köşe bucak ondan saklanıyorlardı ama ablaları her seferinde onları buluyordu.
"Canım sıkıldı" dedi Elena, elini şişkinliği belli olan karnına koyarak.
"Kocanın yanına gitsene canın sıkıldıysa" diyen Alin, Alon'dan bir tekme yemişti.
"Benim kocam meşgul" dedi Elena kibirle.
"Biz de meşgu-"
"Babam dedi ki" diyerek Alin'in sözünü kesti Elena. "İkizlerin hiçbir işi yok. O yüzden benimle ilgilenmek zorundasınız."
"Tamam abla ya" dedi Alon, Elena'nın kolunu tutarak. Ondan kaçamayacağını anlamıştı. "Hadi odana gidelim."
"Gitmeyelim odama, ben çok sıkılıyorum orada. Bahçeye çıkalım."
"Tamam abla ona da tamam" diyerek onu çekiştirdi Alon. Oldukça kibar davranmıştı çünkü ablası hamileydi.
Elena yürürken Alon'un bileğindeki şeyin eline sürtünmesiyle kardeşinin kıyafetinin kolunu çekti. Bileğindeki sert şeyin ne olduğunu merak etmişti.
"Ah bu ne kadar hoş bir şey!" diyerek Alon'un kolunu havaya kaldırdı. Gümüş bileklik kendisine düşen güneş ışığıyla parlamıştı. Elena ondan sarkan kuşa hayranlıkla baktı. Çok ince detaylarla işlenmişti ve gözleri gerçek gibiydi. "Bunu ben alabilir miyim?"
"Olmaz abla" diyerek kolunu çekmeye çalıştı Alon.
"Ama neden? Birkaç gün sonra çıkaracaksın zaten. Siz böyle aksesuarlar takmayı sevmezsiniz ki!"
"Bu bizim için önemli" diyerek kolunu öne uzattı ve kardeşinin koluyla birleştirdi Alin. İkisinde de aynı bileklikten vardı. "Çıkarmayı hiç düşünmüyoruz."
Elena şaşırarak Alon'un kolunu bıraktı.
"Çok beğenmiştim ya" dedi dudaklarını büzerek. "Kız arkadaşlarınız mı verdi yoksa?"
Alin ve Alon gülmeye başladığında Elena kaşlarını çattı. Komik bir şey söylememişti ki!
"Önemli birinden diyelim" diyerek ablasının koluna girdi Alon.
"Onu anladık" dedi Elena. "Her neyse. Rein ne zaman gelecek?" diye sordu Elena. Bir koluna Alin'i, diğer koluna da Alon'u geçirmişti. Yanından geçenler önlerinde eğilip giderken Elena da sarayın tek prensesi olarak herkese gülümsüyordu.
"Bilmiyoruz ki" dedi Alon.
"Keşke şimdi o burada olsaydı" dedi Elena. Saraya döndüğünde Rein'i göremeyince üzülmüştü. Kardeşleri kadar onu da özlemişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KIZIL EJDERİN UYANIŞI
FantasyKIZIL EJDERİN KANI hikayesinin 2. kitabıdır. "Baba?" "Ben babamız değilim" diyerek Rein'e doğru bir adım attı Dha. Rein kaşlarını çattı. Babamız sözü kafasını karıştırmıştı. "O zaman.. sen kimsin?" "Ben senim."