Rein gözlerinin yavaşça açılmasına sabredemeyerek yerinde doğruldu. Başında inanılmaz bir uğultu vardı. Sanki birisi kafasının içini açmış ve içine bir sürü arı doldurmuştu. Dayanılacak gibi değildi bu yüzden Rein'in bulunduğu yere odaklanabilmesi uzun sürmüştü.
Rein uğultuyu biraz olsun bastırabildiğinde gördüğü şeylere şaşırmıştı.
Kalın iki perdenin birleşmeyen kısmından içeri sızan parlak güneş ışığı ve yatağının yanındaki kısa mum odayı aydınlatan şeylerdi. Rein daha önce böyle bir odada bulunduğunu hatırlamıyordu. Rein'in yattığı alçak yatak, küçük bir masa ve yanındaki iki sandalye dışında odada eşya yoktu. Olsa da odaya sığmayacağından emindi. Saleran'da da Elosar'da da bu kadar küçük bir odası olmamıştı. Duvarları da boyalı değildi. Üst üste konulmuş kalın taşların koyu gri rengini daha önce hiçbir evde görmemişti.
Burada ilk defa bulunduğuna emindi.. ancak burasının neresi olabileceği hakkında hiçbir fikri yoktu.
Düşünecek onca şeyin arasında bununla uğraşmak istemeyerek yastığını düzeltti ve geriye yaslanarak oturdu. Ne göreceğinden korkarak sızlayan karnına elini attı ve üzerindeki yumuşak gömleği yukarı sıyırdı.
Kılıcın saplandığı yerde sadece kırmızı bir iz vardı. Rein elini karnında gezdirdi. Sadece sızlıyordu, acımıyordu. Rein bir süre baktıktan sonra gömleği geri indirdi.
Yarası mı hızlı iyileşmişti yoksa Rein mi çok uzun uyumuştu? Hangisi olduğundan emin değildi.
Rein dolan gözlerini kapattı. Kendisini neyle oyalamaya çalışırsa çalışsın kafasındaki uğultuyu bastıramıyordu.
Başaramamıştı.
Dha'yı kurtaramamıştı.
Rein kan tadı alana kadar dudaklarını ısırdığının farkında değildi. Başarsaydı şimdi kafasının içinde o uğultunun yerine Dha'nın sesini duyuyor olacaktı.
İçgüdülerinden o kadar emindi ki!
Yapabileceğini düşünerek hareket etmişti. Gerçekten olacağından çok emindi.. ama yanılmıştı.
Dha'ya boşu boşuna mı acı çektirmişti? Rein sadece onu oradan kurtarabileceğini düşünmüştü. Bir şekilde bunu yapabileceğine de inanmıştı. Olmadığına, duvardan kurtulamadığına ise hala inanamıyordu.
Neden olmamıştı? Dha iyi miydi? Aklında yüzlerce soru vardı ve cevaplarını bulamıyordu. Rein odasının kapısına baktı.
Theo amcası ve Cynan ile konuşmalıydı. Onlar Rein'e yardımcı olabilirdi.
Neden yanında kimse yoktu? Uyandığında yanında her zaman biri olurdu.
"Yuran? Raviel?"
Rein boş odada çatlak çıkan sesine karşılık alamamıştı. Onların yanında olmadığını hissetse de seslenince geleceklerini düşünmüştü. Onların yanında olmaması Rein'i endişelendirmişti.
Bir şey mi olmuştu acaba? Neden Rein'i tek bırakmışlardı?
Rein yataktan kalktığında bedeni ona çok hafif gelmişti. Hastayken hareket etmek çok zor geldiğinden belki de Rein'e öyle gelmişti. Rein gerindi.
Duygusal açıdan ne kadar kötü hissediyorsa fiziksel açıdan o kadar mükemmel hissediyordu. Bunun anlamı neydi? Dha'ya bir şey olmuş olamazdı değil mi? Rein sinirlenerek ayağını yere vurdu. Hemen şimdi Dha ile görüşmek istiyordu.
![](https://img.wattpad.com/cover/55372263-288-k233992.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KIZIL EJDERİN UYANIŞI
FantasyKIZIL EJDERİN KANI hikayesinin 2. kitabıdır. "Baba?" "Ben babamız değilim" diyerek Rein'e doğru bir adım attı Dha. Rein kaşlarını çattı. Babamız sözü kafasını karıştırmıştı. "O zaman.. sen kimsin?" "Ben senim."