"Ben hazırım!"
Cynan heyecanlı bir şekilde konuşan Rein'e döndü. Üzerindeki kalın ceket dizlerine kadar iniyordu. Başında siyah yünden bir şapka vardı. Dışarı çıkacağı için heyecandan kızarmış yanaklarıyla küçük bir çocuğa benziyordu.
Rein'in babası Rein'e yaklaşıp ceketinin önünü kapattı.
"Şimdi hazırsın" dedi ejderha yumuşak bir tonda konuşarak. Sadece Rein onun bu ses tonunu duymaya layıktı. Onun dışında kimseyle böyle konuşmuyordu.
"Baba çocuk muyum ben? Beni giydirmene gerek yok" diye homurdandı Rein gözlerini devirerek. Odadaki herkes onun konuşmasını duymazdan gelmişti çünkü Rein tıpkı küçük bir çocuk gibi görünüyordu.
"İyi olduğuna emin misin Rein?" diye sordu Cynan'ın babası. Odada sadece dördü ve Rein'in perileri vardı. "Bunu daha sonra da yapabilirsiniz-"
"İyiyim Theo amca, gerçekten çok iyiyim" dedi Rein hızlıca. Cynan onun gözlerinden geçen korkuyu görerek gülümsedi. Dört gündür sadece odasından değil yatağından bile çıkmıyordu ve şimdi normal olarak bu şansın elinden alınmasından korkuyordu. "Çok sağlamım, istersen zıplayayım-"
"Zıplamana gerek yok oğlum, tamam" dedi Rein'in babası ileri atılıp zıplamak için eğilen Rein'i kolundan tutarak. "Hadi gidelim."
"Ne zaman dönersiniz?" diye sordu Cynan ejderhaya. "Rohan Rein için akşam yemeğinde herkesin toplanmasını istiyor."
"Neden?" diye sordu ejderha kaşlarını çatarak. Altın rengi gözleri kısıldı ve içinde sinirli olduğunu belli eden koyu parıltılar gezindi.
"Kutlama gibi bir şey" dedi Cynan ejderhadan gözünü ayırmadan. "Kötü bir şey değil."
"O zamana geleceğimizi düşünüyorum" dedi Rein, öne çıkıp Cynan ile babasının arasına girerek. Rein Cynan'ın omzunu tutup sıktığında Cynan hala ejderhaya bakıyordu. Ve gördükleri hoşuna gitmişti. Gülmemek için kendisini zor tuttu. Ejderha oğlunu kıskanıyordu ve Rein başkalarına ilgi gösterdiği zaman neredeyse somurtacak kıvama geliyordu.
"Rein.." dedi Cynan endişeli bir sesle. Bakışlarını Rein'e çevirdiğinde dilinin ucuna kadar gelen kelimeleri yuttu ve başka bir şey mırıldandı. "Dikkatli olun."
Rein ona gülümseyerek başını salladı ve odanın köşesinde bekleyen perilerine döndü.
"Görünmez olun, tamam mı?"
Periler onun dediğini ikiletmeden görünmez oldu ve hepsi birden odadan çıktı. Cynan onların arkasından kapıyı kapattığında endişeli bir şekilde odada dolanmaya başlayan babasına baktı.
"Ona söylesek daha iyi mi olurdu baba?" diyerek onun dikkatini çekti Cynan. "Lukan'ın cesedinin kayıp olduğunu?"
****
"Burası gayet uygun" dedi babası durarak.
Durdukları yer ormanın içindeki ağaçların seyrekleştiği bir yerdi. Birkaç ağaç kesilse geniş bir düzlük açığa çıkacaktı yani ağaçlar o kadar seyrekti.
Rein atını durdururken babasının kendi atından hızlıca inmesini izledi ve kendi kendine güldü. Babası ata binmeyi istememişti ama Rein yürüyerek yorulmasın diye mecbur kalmıştı.
Rein atının dizginlerini yanına gelen Yuran'a uzattı.
"Babamın atını da bağlar mısın Yuran? Kaçıp gitmesin."
![](https://img.wattpad.com/cover/55372263-288-k233992.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KIZIL EJDERİN UYANIŞI
FantasyKIZIL EJDERİN KANI hikayesinin 2. kitabıdır. "Baba?" "Ben babamız değilim" diyerek Rein'e doğru bir adım attı Dha. Rein kaşlarını çattı. Babamız sözü kafasını karıştırmıştı. "O zaman.. sen kimsin?" "Ben senim."