"Bugün hava çok güzel Dha" diyerek perdeleri açtı Rein.
Yeni kalkmıştı. Cynan her zamanki gibi o uyandığında yoktu. Perdeleri açar açmaz güneş ışığı bitkinin üzerine düşmüş ve beli hafifçe eğilmiş küçük bitkiyi canlandırmıştı. Rein parmağının ucuyla fidanın başını okşadı ve gülümsedi.
"Sen de benimle konuşamıyorsun, bu çok üzücü. Sadece ben konuşuyorum.."
Rein bitkiyi sularken arkasında hissettiği titreşimlerle Yuran'ın geldiğini anlamıştı.
"Belki de ona Dha'nın adıyla seslenmemelisin" dedi Yuran, Rein'i selamladıktan sonra. "Dha adının bir bitkiye verilmesinden hoşlanmayabilir."
"Dha'yı tanıyormuş gibi konuşuyorsun Yuran" dedi Rein gülümseyerek. "Dha kızmaz, kızmayacağını biliyorum."
Sana kızmaz belki, diye düşündü Yuran. Ama Dha bir ejderhaydı ve onun ismini bir bitkiye koymak pek de akıllıca bir şey değildi. Yuran bir kez daha Dha'nın Rein ile nasıl konuştuğunu merak etti.
Rein'in feci şekilde Dha'ya taptığını aralarındaki bağdan hissedemese bile anlayabiliyordu. Ve bu durum daha çok canının sıkılmasına sebep oluyordu. Çünkü henüz Dha ile görüştüklerini Rein'e söyleyememişlerdi.
Söyledikleri zaman Rein'in onları Dha ile görüştürmek için zorlayabileceğini düşünmüşlerdi. Dün gece Rein'in zihnine girip Dha ile konuşmak istemişlerdi ama hiçbir şey yapamamışlardı. Rein'in zihnine girememişlerdi. Çok riskli bir durum olduğundan zorlamamışlardı. Çünkü yaptıklarının sonucunda efendileri aklını yitirebilirdi.
Yani ellerinde hiçbir şey yoktu. Bu yüzden Yoraell ile birlikte Dha'yı gördüklerini saklama kararı almışlardı.
"Yuran? Hey Yuran?"
Yuran Rein'in elini gözünün önünde sallamasıyla kendine geldi ve bakışlarını dalıp gittiği ince küçük fidandan çekti.
"Sana kaç kere seslendim" dedi Rein.
"Üzgünüm dalmışım" dedi Yuran başını hafifçe eğerek. Rein'e duyduğu saygı efendilik bağından kaynaklanan zorunlu saygıdan farklıydı. Rein o saygıyı her şeyiyle kendi oluşturmuştu ve Yuran bu halinden memnundu.
Rein gibi birinin element perisi olmak çok güzeldi.
"Dha bugün biraz uzamış gibi" dedi Rein heyecanla. "Sence de öyle değil mi?"
Yuran Rein'in Dha ismiyle seslenmesine gülmemek için dudaklarını kıvırdı ve bitkiye baktı. Rein'in içindeki vahşi Dha kimdi, bu çelimsiz parmak kadar bitki neydi? Rein'in davranışları bazen çok komik olabiliyordu.
"Çok az uzamış" dedi Yuran, Rein'in küçücük boy farkını nasıl fark ettiğine şaşırarak. Rein gerçekten bitkiye çok dikkat ediyordu.
"Yaşasın" diyerek ellerini çırptı Rein. Onun gözlerindeki sevinç Yuran'ın da gülümsemesini sağlamıştı. O sırada Yuran odada Yoraell'in varlığını hissetti.
Rein'in duruşu hafifçe dikleşmişti yani Rein de Yoraell'in geldiğini anlamıştı.
"Hayırdır?" diye sordu Yoraell, Yuran'ın zihnine. Ses tonundaki hafif kıskançlık Yuran'ı şaşırtmamıştı.
"Dha uzamış" dedi Yuran da. Rein hissetmiş olsa bile haberi yokmuş gibi davranarak bitkiye uzadığı için övgü dolu sözler fısıldamaya başlamıştı.
"Şuna Dha deme" dedi Yoraell ürpermiş gibi. "Tüylerim diken diken oluyor."
"Rein diyor, ben demiyorum" dedi Yuran kızgınlıkla.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KIZIL EJDERİN UYANIŞI
FantastikKIZIL EJDERİN KANI hikayesinin 2. kitabıdır. "Baba?" "Ben babamız değilim" diyerek Rein'e doğru bir adım attı Dha. Rein kaşlarını çattı. Babamız sözü kafasını karıştırmıştı. "O zaman.. sen kimsin?" "Ben senim."