Rein inleyerek gözlerini açtığında nerede olduğunu algılayamadan elini refleksle karnına götürmüştü.
Kanamıyordu. Hatta yara falan da yoktu.
"Rein? Sen misin?"
Tanıdık sesi duyduğunda Rein karnına bakmaktan vazgeçip kafasını kaldırdı ve nerede olduğunu gördü.
Ölseydi burada olamazdı değil mi? Yaşıyor olmalıydı. Yaşadığı acı o kadar tazeydi ki olanların bir rüya olduğunu düşünemiyordu bile. Gerçekten onun karnına bir kılıç saplanmıştı. Kendi elinde kendi kanının sıcaklığını hala hissedebiliyordu.
"Dha?" dedi Rein düşüncelerini bir kenara atmaya çalışarak. Dha'nın sesi sanki bir tuhaftı.
"Rein? Gerçekten sen misin? Hayal değilsin değil mi?"
Rein Dha'nın heyecanlı gelen sesiyle yumuşak yatağından kalktı ve artık diğer tarafı hiç göstermeyen duvara yaklaştı. Dha'yı diğer tarafta hissetmese onları ayıran duvarın bu duvar olduğunu anlayamayabilirdi.
Duvar Rein'in bulunduğu yerin diğer duvarları gibi olmuştu. Bembeyazdı. Sanki Rein yarım odada değil de tam bir dört duvar arasında uyuyor gibiydi.
"Bu nasıl soru?" dedi Rein şaşkınlıkla. Hem odanın durumu hem de Dha'nın garip davranışları ona kanlar içinde kalan bedenini çoktan unutturmuştu. "Gerçekten benim tabi ki!"
"Rein! Bu cidden sensin!"
Dha'nın varlığını olduğu yerin karşısında hissetmesiyle bedenindeki şoktan kaynaklanan titreme durmuştu.
Dha'nın yanındayken güvendeydi ve bu hissin tüm bedenini sarmasını engelleyemiyordu.
"Benim.." dedi Rein gülümseyerek. Ellerini çekinerek duvara uzattığında hiçbir şey olmadı. Normal bir duvar gibi sertti ve soğuktu. Bu duvar nereden çıkmıştı? Rein diğer tarafa bu duvardan geçemiyordu. Ve Dha.. yaralandığı için mi onu hayal sanmıştı?
"Neden hayal olduğumu söyledin anlamıyorum. Ölmedim ki.. yani ölsem burada olmazdım herhalde."
Dha'nın kesilen nefesini tam dibindeymiş gibi hissederken onları ayıran duvara sinirle baktı. Duvarla konuşuyormuş gibi görünse de Dha'yı tam anlamıyla hissedebiliyordu. Niye bu duvar Dha'yı görmesini engelliyordu?
Bu duvarı burada istemiyordu.
"Çok korktum Rein.. yaşadığımız onca şeyden sonra ilk defa bu kadar korktum" dedi Dha zor duyulabilen bir sesle. "Sonsuza kadar karanlığa gömüldüğümü sandım.. seni bir daha göremeyeceğimi.."
"Ne diyorsun sen?" diye sordu Rein kaşlarını çatarak. Dha'nın sesini bu kadar zayıf duymak Rein'i çok korkutmuştu. "Ne oldu Dha? İyi misin? Bir şey mi oldu Dha? Ne karanlığı!? Cevap versene bana!"
Rein Dha'nın sessizliğine dayanamayarak duvara vurduğunda Dha konuştu.
"Tamam topladım kendimi.." dedi Dha. Sesi eski Dha gibi çıkınca Rein biraz rahatlamıştı. "Vurmak bir işe yaramıyor."
"Ne oldu sana? İyi misin?"
"İyiyim, merak etme."
"Orası.." dedi Rein duvara iyice dayanarak. "..karanlık mı?"
"Dediğim şeyler arasından buna mı takıldın?" dedi Dha. Rein onun da duvara dayandığını biliyordu.
"Buna takıldım" dedi Rein kendi odasında gözlerini gezdirerek. Odanın beyazlığı gözlerini acıtıyordu. Tek renk Rein'in kızıl saçlarıydı. Üzerindeki kıyafetler bile beyazdı. Rein bir an neden böyle her şeyin beyaz olduğunu merak etmişti. "Bu taraf çok aydınlık.."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KIZIL EJDERİN UYANIŞI
FantasyKIZIL EJDERİN KANI hikayesinin 2. kitabıdır. "Baba?" "Ben babamız değilim" diyerek Rein'e doğru bir adım attı Dha. Rein kaşlarını çattı. Babamız sözü kafasını karıştırmıştı. "O zaman.. sen kimsin?" "Ben senim."