MİNECRAFT ÜÇ KARDEŞ - TEK KİTAP

3. Muhtar -1

Bu kitap 1.18 sürümünün olduğu zamanlarda yazılmıştır. Yeni sürümlerle değişen ya da eklenen şeyler bu kitapta bulunmayacaktır.

Daha kolay okunması için kısa parçalara böldüm. Eğer bölümleri tek parça okumak istiyorsanız "3. 1- MUHTAR" bölümünden okumaya başlayabilirsiniz.

3. KİTAP: KARANLIĞIN DÖNÜŞÜ

Johnson yutkunup arkasını döndü.

—Yanlış portal, dedi. Her tarafın yıkık dökük, toprağın altüst olduğu; ücra bir düzlükteydiler. Baraka gözükmediği gibi evleri de gözükmüyordu. Burası kendi diyarları olamazdı. Arkalarından gelen kükreme de cabası. Arkasını döndüğünde ağzından mor alevler saçan son ejderhasıyla göz göze gelmişti. Üzerine gelen alevleri idrak edememiş, Luke onu kurtarmıştı.

Alevi isabet etmeyen ejder havalanıp gece karanlığında gözden kayboldu. Etrafta bir sürü canavar dolanıyordu. Hatta iki zombi Mark'ın üzerine çullanmış onunla savaşıyordu.

Hemen bir plan yapmalıydılar. Düzlüğün ortasında bir tek portal kaçış noktalarıydı. Ama köşesiz diyara girerlerse geri çıkamayacaklarının farkındaydılar. Johnson köşesiz diyara daha fazla canavar gitmesini engellemek için portalı kıracaktı. O yüzden portala dönmeden önce yığınların arasından elmas kazmasını almıştı. Ama portalı kırdıktan sonra ne olacaktı ? Nereye gideceklerdi ?

O düşünürken ejder gökten hızla üzerlerine dalışa geçmişti. Ağzının kenarlarından mor alevi fışkırıyordu. Kardeşler arkalarına bakarak kaçıştılar. Ejder yerden iki blok yüksekliğe kadar alçalmış, kardeşlerin kaçtığı yöne yönelmişti. Pençelerini yere yakın tuttuğundan, pençelerinin değdiği tüm topraklar ya parçalanıyor ya da etrafa savruluyordu. En geride kalan Johnson'a yaklaşmıştı. Isırmak için hamle yaptı.

Luke ejderin önünden kaçmayı başarmış arkasını dönüp ejdere doğru okunu fırlatmıştı. Ok ağzı açık ejderin boğazına saplandı. Ejder acıyla kafasını geri çekti. Tüm dengesi bozulmuştu. Yan yatıp takla ata ata yere serildi.

—Şurada bir yeraltı sığınağı var, oraya kaçalım ! Hep beraber Mark'ın işaret ettiği yere koştular. Ejderin toparlanmasını fırsat bilip saklandılar. Ejder kalktığında kardeşleri göremeyince göğe yükselmişti.

Kardeşler nereye girdiklerine baktılar.

—Yo yo yo bu gerçek olamaz. Kardeşlerin saklandığı yer evlerinin altına yaptıkları anı odasıydı. Bu nasıl olabilirdi ? Burası başka diyar değil miydi yoksa ? Evlerine ne olmuştu ? Kafalarında ardı ardına sorular birikiyor hiçbirine cevap veremiyorlardı.

Ejderin kükremesi düşüncelerini böldü. Kardeşlerin yerini bulan ejder onlara bir alev topu fırlattı. Alev topu anı odasının ortasında patlayıp odadaki tüm eşyaları savurdu.

—Portal ! Kırıp yeniden yaparsak Nether'a gidebiliriz.

Ejder üzerine gelmeden harekete geçtiler. Johnson elmas kazması ile portalın obsidyenini kırarken Luke ejdere ok atıyor, Mark ise kardeşlerini yüzeydeki canavarlardan koruyordu.

Johnson'ın obsidyeni kırmasıyla rengarenk portal bir daha açılmamak üzere yok oldu. Johnson obsidyeni koyup portalı oluşturduğunda yanlarında bir şey olmadığını fark etti.

—Çakmak ! Çakmağımız yok.

—Ejder kaçın !

—Dikkat creeper !

Üçü de bir yana atladı. Ejder kardeşleri kaçırmış, patlamak üzere olan creeperı ısırmıştı. Creeper ejderin ağzında patladı. Patlamadan çıkan dumanlar ejderin ağzından ve burnundan fışkırıyordu. Yüz blok ötede yere inmiş kafasını kardeşlere çevirmişti. Çatık kaşları ve burnundan çıkan dumanlar ile kardeşlerin yüreklerine korku saldı. Çok öfkeli olduğu belliydi.

—Çabuk çakmak taşı ve çelik verin.

—Eşyamız yok. Ejder üzerine atılmak için bir geri adım atmıştı.

—Luke ok ver... Ejderha büyük bir hızla üzerlerine koşmaya başladı.

—Mark baltanı uzat ! Ejder çok yaklaşmıştı.

Johnson ensesinden bir çukura çekilmesiyle ejderin saldırısı başarısız olmuş, kardeşlerin durduğu çukura dönmek için manevra yapmış ama hızını alamayıp devrilivermişti. Johnson hemen fırlayıp portalın başında oku baltanın demirine sürtüp ateş çıkarmaya çalışıyordu. Korkudan titrediğinden bir türlü beceremiyordu.