—Acaba Mark şimdi nerededir?
—Kötü düşünmek istemiyorum ama tek başına hiç iyi bir durumda değildir.
—Belki iyi bir yere saklanmış ve güvendedir.
—Ama yemek bulması için dışarı çıkması gerek. Dışarıda şarjlı creeperlar, uçan canavarlar, sinirli endermanler var. Biz bile bu kampı kurmak için çok zorlandık.
—Hayatta olsun yeter. Tavşanı yok edip her şeyi yoluna koyacağız.
Daha güvende oldukları ağaç tepelerinde kamp kurup, yollarına devam ediyorlardı. Koyu meşe ağaçların olduğu biyoma geldiklerinde sadece ağaç tepelerinde gezer oldular. Karşılarına dev gibi bir malikâne çıktı. Kendi evlerinin büyük olduğunu düşünen kardeşler bu malikâneyi görünce uzun süre ağızlarını kapatamadı.
—Vay bunu kim yapmış?
—Çok zengin biri olmalı.
—Yoksa bu tavşanın yuvası mı?
—Umalım ki olmasın. Bizi görürse anında ölürüz.
—İçeride gri tenli köylüler var. Onları nasıl değiştirdiyse biri baltayla geziyor.
—Çok kızgın görünüyorlar. Korumaları galiba.
—En iyisi buraya yanaşmadan yolumuza devam edelim.
Tehlikeli bir yolculuğun ardından yanmaya terk ettikleri köyü görecek mesafeye geldiler. Köy harabeye dönmüş, evlerin sadece yanmayan taş iskeletleri kalmıştı. Köydeki lavlar gecenin karanlığına bir ışık oluyordu. Yakınlaştıklarında içinde hâlâ zombi piglinlerin dolaştığını gördüler. Burada kendilerine yeni bir yaşam alanı oluşturmuşlardı. Derme çatma gibi görünse de onlar için gayet iyi bir yerdi.
—Piglinler kin güden canlılar. Bize olan nefretlerini unutmamışlardır. Köyün her tarafına baktılar. Dört bir tarafında nöbet tutuyor gibiydiler. Gizlice geçecek yer yoktu.
—Bence mağaradan obsidian almak daha güvenli.
—Mağaraya inemeyiz. Elmas kazmamız yok ve mağaralar yüzeyden iki kat tehlikeli. Tek şansımız burası.
—Evimizdeki ya da muhtarın köyündeki portalı kullanabiliriz.
—Ejder hâlâ evimizde olabilir ve buradan evimize nasıl gideceğimizi bilmiyorum. O köyden zorla kaçabildik. Orası dört günlük yol ve orada daha çok canavar var.
—Peki nasıl gireceğiz ?
—Şuradaki ana girişten koşarak girer portalın içine atlarız. Kolay olacaktır.
—Neresi kolay ? Her taraf piglin kaynıyor. Dede araya girip:
—Zombi piglinler siz onları kızdırmadığınız sürece pasif canlılardır, dedi.
—Durum şu ki, biz onları daha önce kızdırmıştık.
—Bunu bana daha önce anlatmamıştınız. Kardeşler tüm köyün ölümüne sebep oldukları için bu macerayı pek hatırlamak istemiyor, hakkında hiç konuşmuyorlardı. Luke konuyu değiştirmeye çalıştı.
—Koşmamız gerekecek galiba, iplerini çözmemi ister misin ? Dede kardeşlere zarar vermekten çok korkuyordu.
—Asla olmaz, diye sertçe çıkıştı.
—O zaman seni ben taşırım.
Bu sırada arkalarından sinsi sinsi bir şey yaklaşıyordu. Luke az da olsa adım seslerini duydu ve arkasına baktı. Bir creeper onlara yaklaşıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MİNECRAFT ÜÇ KARDEŞ - TEK KİTAP
AventuraSerinin düzenlenerek tek kitap haline getirilen versiyonu. Yazım hataları daha az, hikayede ufak değişiklikler var ve bölümler çok daha uzun. İkinci kitap sıfırdan tekrar yazıldı.